Dev Araştırmada Belirlenen 4 Ayrı Kişilik Tipi

0
Bigstock

Kişilik testleri çok popüler fakat çalışan psikologlara sorarsanız, bu sonuçların astroloji burçlarından biraz daha iyi olduğunu söylerler.

Ancak 1.5 milyon kişinin temsil edildiği dev kişilik veri setlerine dayalı bir çalışma, kişilik testlerinin en sadık muhaliflerinden birini dahi ikna etmiş ve sonuç olarak farklı kişilik tiplerin var olabileceğine karar vermesini sağlamış.

Northwestern Üniversitesi’nde çalışan araştırmacılar, Eylül 2018’de Nature Human Behavior bülteninde yayımlanan bir raporda dört kişilik tipi belirlediklerini aktarıyor. Bu kişilik tipleri ise içine kapanık, rol model, ortalama ve ben merkezci…

Yeni yaklaşım, Myers-Briggs gibi yaygın şekilde kullanılan kişilik testlerine zemin sağlamıyor. Bu testler, içe kapanık-sezgisel-düşünen-yargılayan tip için INTJ veya dışa dönük-duyusal-duygusal-algılayan tip için ESFP gibi baş harfler kullanarak bir kişilik tipi sunuyor.

Bu testlere karşı çıkanlardan biri olan ve Eureka College üniversitesinde psikolog olarak çalışan Alexander Swan, “Sosyal psikoloji camiası, Myers-Briggs Tipi kişilik değerlendirmelerine karşı olma bakımından epey uyum sergiliyor” diyor.

1940’lı yıllarda geliştirilen bu test, İsveçli psikanalizci Carl Jung’ın insanların farklı arketip (kök örnek) gruplarına ayrılabileceği düşüncesine dayanıyor. (Bu arketipler ise deneysel bulgulara değil; yalnızca Jung’ın yazınsal motifler üzerinde yaptığı değerlendirmeye ve tanıdığı insanları gözlemlemesine dayalı.)

Myers-Briggs testleri, her kullanıcı için 16 arketipten birini sunuyor fakat Swan, soruların yetersiz şekilde yazıldığını söylüyor. Ayrıca bazı çalışmalarda, bu kişilik tiplerinin tutarsız olduğu ve mesleki başarıyı ya da diğer özellikleri tahmin edemedikleri gösterilmiş.

İnsanlar birbirlerini binlerce yıldır kategorisel kutulara tıkmaya çalışıyor. Northwestern Üniversitesi’nde karmaşık sistemler üzerine çalışan doktora sonrası araştırma görevlisi Martin Gerlach, “Bu fikirler, Hipokrat ve benzeri antik Yunanlara kadar gidiyor” diyor.

Gerlach ve meslektaşları Luis A. Nunes Amaral ile Beatrice Farb, bu eski fikirleri büyük veri alemine sevk etmeye çalışmışlar. Bunun için de nispeten yeni sayılabilecek bir yaklaşım sergilemişler; Jung’cu kuramlara bağlı kalmadan fakat dört dev veri dizisini çözümleyerek.

Ayrıca Northwestern’da çalışan ve kişilik tipleri görüşünün açık sözlü muhaliflerinden olan psikolog William Revelle’in da yardımını almışlar. Kendisi ilk başlarda grubun bu çalışmasına karşıymış.

“Çok açık konuşacağım” diyor. “İlk tepkim, bunun saçmalık olduğu yönündeydi.”

Sosyal psikologlar, kişilik tiplerin var olup olmadığını tartışıyor. Kişilik özellikleri ise başka bir mesele. Northwestern Karmaşık Sistemler Enstitüsü’nün müdür yardımcısı Amaral, kişilik özelliklerinin “yaş ve kültürler boyunca tutarlı biçimde ölçülebildiğini” söylüyor.

En iyi belirlenmiş beş özellik veya Beş Büyükler; açıklık, sorumluluk, dışa dönüklük, uyumluluk ve nevrotiklik olarak biliniyor.

Swan, Beş Büyükler’in “çok iyi yapılmış bir model” olduğunu kabul ediyor. Genelde 100 veya daha fazla sorudan oluşan uzun anketler, kişinin bu özelliklerde düşük puan mı, yoksa yüksek puan mı aldığını belirliyor.

Tipik bir maddede, “Kendimi enerji dolu biri gibi görüyorum” veya “Kin tutmaya yatkınım” gibi bir ifadeye ne kadar katıldığınız sorulabiliyor.

Bu sonuçlar, beş özelliğin her birine bir değer atıyor ve örneğin; kişinin uyumluluk açısından yüksek veya nevrotiklik açısından düşük puan aldığını gösteriyor.

Beş Büyükler’in önemli kusurlarından biri de, kişinin kendi söylediklerine dayalı olması: Enerji dolu olup olmadığımızı gerçekten biliyor muyuz? Kin tutmamız konusunda doğru cevabı mı veriyoruz?

Fakat kuramı destekleyenler, bunun tutarlı olduğunu belirtiyor; kişilerin öz değerlendirmeleri, diğer insanların yaptığı değerlendirmelerle de sıklıkla örtüşüyor.

Beş Büyükler testini çözen her kişiye beş değer atandığından, çalışmanın yazarları kalıp aramak üzere beş boyutlu bir alanda çalışmak zorunda kalmış.

“Kafalarında beş boyutu canlandırabilen insanlar duymuştum” diyor Amaral. “Ben kesinlikle onlardan biri değilim.”

Bu yüzden bilim insanları, özellik kümelerini belirlemek amacıyla ileri bir makine öğrenim algoritması kullanmışlar. Revelle’in deyimiyle, bu 5B popülasyon “bulamacındaki öbekleri” belirlemişler. Amaral, ilk denemede olayı tamamen yanlış anladığını söylüyor.

Bir miktar üzümün yanında duran bir karpuz hayal edin. Eğer elinizdeki tek alet bir karpuz kaşığıysa, üzümleri toplayabilirsiniz fakat karpuza geldiğinizde onu oyup, daha önce var olmayan küçük toplar oluşturursunuz.

Çalışmanın yazarı, ilk modelin bu karpuz kaşığına benzediğini söylüyor. İlk denemede, bu 5B alanı bir düzine yapay kişilik tipine bölmüşler.

Revelle ise onları topa tutmuş. O anları, ” ‘Bu kişilik tiplerine inanmıyorum. Olmadı’ dedi bize” diye hatırlıyor Amaral. Modeli yeniden kontrol etmişler ve Revelle haklı çıkmış.

Araştırmacılar, sonunda daha ufak gruplaşmaları seçen (“rol model” ve “ben merkezci” gibi) ve en büyük olana (“ortalama”) dokunmayan, daha kuvvetli bir model geliştirmiş.

Revelle bu aracı, kişilik özelliklerinden oluşan iki veri setine daha uygulamalarını önermiş. Burada da dört tip olduğunu bulmuşlar.

Bu durum, sonunda Revelle’i ikna etmiş; nereye baksalar, bekledikleri gibi dört kişilik tipi görünmüş. Araştırma, Birleşik Devletler ve İngiltere’de yaşayan toplamda 1.5 milyon insanın kişilik özelliklerini temsil ediyor.

Pennsylvania State Üniversitesi’nde psikolog olan John A. Johnson, çalışmanın “Beş Büyük kişilik özelliklerinin gruplaşmasıyla belirlenen kişilik tipleri için çok güçlü bir delil niteliği taşıdığını” söylüyor.

Johnson, 500.000’den fazla insandan kişilik özelliği verisi toplamış. Bu veri tiplerini çalışmanın yazarlarına sunmuş fakat araştırmaya başka şekilde dahil olmamış.

“Bu çalışmanın eşsiz özelliği; kuramcının hayal gücünden doğan bazı kuramsal tiplerden ziyade, Beş Büyük kişiliğin alanlarını başlangıç noktası seçmiş olmaları” diyor Johnson.

Amaral ve meslektaşları, bu kümelerin adını kümeler yerleştirildikten sonra koymuşlar. Rol modeller, nevrotiklik hariç her özellikte yüksek puan almış. Ayrıca insanlar yaşlandıkça, bu tiplerin görülme sıklığı da artmış.

“Bu insanlar kötü değil, kaba değil; yardımsever ve kibarlar. Ayrıca insanlara saygılı davranıyorlar” diyor Amaral. İçe kapanık tip, açık değil ve özellikle de dışa dönük değilmiş; fakat diğer türlü uyumlu ve sorumluymuş.

Dışa dönüklükte çok yüksek puan alan fakat uyumluluk, sorumluluk ve açıklık özelliklerinde ortalamanın altında olan insanlar “ben merkezciymiş”.

Amaral, bunu “teknik olmayan bir şekilde” şöyle tercüme ediyor: Bazı insanlar “pisliktir”. Ergen erkekler, ortalamaya kıyasla daha ben merkezci olmaya eğilimliymiş fakat bu oran yaş ile birlikte azalmış.

“Bu 18 yaşındakiler büyüyecek” diyor Revelle. “Tabi bazıları büyümüyor ve kıdemli politik devlet adamları haline geliyorlar.”

Johnson; kişilik tipi, yaş ve cinsiyet arasındaki bu bağlantıları görünce şaşırmamış.

“Kişilik, zamanla çok yavaş şekilde değişiyor ve olgunluk yönünde artış gösteriyor: Daha fazla uyumluluk, daha fazla sorumluluk ve duygusal istikrar oluyor” diyor.

Swan, bu kategorilerin işe yararlılığı konusunda ikna olmuş değil. “Kümelerden birine ortalama demek yetersiz kalmış” diyor. Birini bu şekilde tanımlamanın neye yardımcı olacağını görmekte zorlandığını söylüyor.

Fakat bir kategoriyi ben merkezci şeklinde tanımlamak, çalışmanın yazarlarına artı puan kazandırmış. “Bunu Myers-Briggs Tip testlerinde bulamazsınız” diyor çünkü bu testlerin sonuçları “her zaman hoş şeyler.”

Revelle, bu tiplerin var olduğundan emin olduğunu fakat bu gözlemden ne çıkarması gerektiğinden emin olamadığını söylüyor. “Myers-Briggs çok başarılı oldu çünkü insanlar ‘Aa, ben buyum’ demeyi seviyor” diye ekliyor. “Bu büsbütün bir hata.”

Bu konuda Birleşik Devletler’in nüfus haritasını örnek veriyor. En kalabalık dört şehir olan New York, Los Angeles, Houston ve Şikago’da pek çok insan yaşıyor.

Bazen, bir insanın kendini bir New York’lu şeklinde tanımlaması faydalı olabilir. Fakat sadece bu büyük şehir bölgelerine odaklanırsanız, ülkenin çoğunluğunu atlarsınız.

Dahası; yaşadığınız yere en yakın olan şehir, konum bağlamında bile sadece bir şeyi tanımlar. “Bu kişinin Kuzey veya Güney’de mi yaşadığını, yoksa New York veya Şikago’da mı yaşadığını söylemeyi tercih ederdiniz?”

Bir insanın kimliği de buna benziyor. “Bunların asıl faydası ne?” diyor. “Bunu gerçekten ele aldığımızı düşünmüyorum.”

Durum şimdilik böyle olsa da Revelle, SAPA-Project.org‘da kişilik özelliği verisi topluyor. (Testi buradan çözebilirsiniz.) Gerlich ise, “rol modeller” şeklinde adlandırdıkları insanların işlerinde daha başarılı olup olmadığını araştırmak istiyor.

 

 

 

 

Yazar: Ben Guarino/The Washington Post. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz