Daha önce karınca istilasıyla karşılaşmış herkes, bu canlıların mutfak ya da evi ne kadar sinsi ve hızlı bir şekilde ele geçirebildiğini bilir. Mütevazı karıncalar, gezegenin en başarılı ve baskın hayvanlarından biri. Bu hiper organize canlılar, bitkilerden mantarlara ve diğer böceklerden daha büyük omurgalılara kadar her şeyle sıkı ilişkiler geliştirmiş. Amerikalı biyolog Edward O. Wilson, karıncaları “Dünyayı yöneten ufak şeyler” şeklinde isimlendiriyor. Bert Hölldobler ile beraber kaleme aldığı 1990 tarihli Karıncalar kitabında, “Karıncalar bütün böcek biyokütlesinin üç ikisini oluşturur” diyor Wilson. “Milyonlarca canlı türü var ve haklarında neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz.”
Açıkça görüldüğü üzere karıncalar her yerde. Bu özellikleri sebebiyle bilim insanları, bu altı bacaklı böceklerden gezegende tam olarak kaç tane bulunduğunu ve toplam ağırlıklarının ne olabileceğini uzun süredir merak etmişler.
Dün Proceedings of the National Academy of Sciences bülteninde yayımlanan bir çalışmada ise bu konuda potansiyel bir cevap sunuluyor. Hong Kong Üniversitesinde yürütülen yeni bir araştırmada, Dünya’nın 20 katrilyon (veya 20 x 1015 ya da 20.000.000.000.000.000) karıncaya ev sahipliği yaptığı tahmin ediliyor. Hölldobler ile Wilson’un yaptığı ünlü bir tahminin de içinde bulunduğu önceki tahminler, 1015‘ten 1016 bireye kadar değişiklik gösteriyor. Ancak bilim insanları söz konusu araştırmaları yürüttükleri sırada küresel ve temsili bir veri kümesi bulunmadığından, bu tahminler aslında bilgiye dayalı birer çıkarım niteliğinde. Yeni çalışmada ise Dünya’daki toplam karınca sayısının, bu rakamın 2 ila 20 katı kadar olduğu söyleniyor.
Yeni çalışmanın ardındaki uluslararası araştırma takımı, kıtaları, başlıca canlı topluluklarını ve yaşam alanlarını kapsayan 465 çalışmadan yerde ve ağaçlarda yaşayan karıncalara dönük veri toplamış. Hazırlanması altı yıl süren bu dev küresel veri setinde, gezegende tam olarak kaç karıncanın bulunduğunu belirlemeye çalışan araştırmacıların önceki çalışmaları detaylı şekilde ele alınıyor.
Şu an Würzburg Üniversitesinde geçici baş araştırmacı olarak çalışan ve makalenin eş baş yazarı olan Patrick Schultheiss, Popular Science’a gönderdiği bir e-postada şöyle aktarıyor: “Karıncaları araştıran bilim insanları, dünya genelindeki karınca topluluklarını onlarca yıldır ve inanılmaz bir meşguliyetle inceliyordu. Türleri belirlemek üzere binlerce karınca örneği toplamışlar ve elde ettikleri sonuçları bilimsel makalelerde yayımlarken de genelde karıncaların tamamını saymışlardı. Bu verileri bütün dünya çapında yürütülen ve pek çok farklı dilde yazılan yaklaşık 500 farklı çalışmadan derlemeyi başardık. Böylece, dünyanın çeşitli bölgelerindeki karınca yoğunluklarının miktarını belirlemeyi ve ayrıca Dünya’daki toplam karınca sayısını tahmin etmeyi başardık.”
Pek çok biyomda ve yağmur ormanları, çayırlar ile çöller gibi ekosistem tiplerinde ekosistem mühendisleri olarak çalışan bu böcekler inanılmaz derecede önem taşıyor. Toprağı çevirip havalandırıyorlar ve böylelikle su ve oksijenin bitki köklerine ulaşmasını sağlıyorlar. Tohumları yayarak yeni bitkilerin yetişmesine yol açıyor, geniş bir yelpazede organik madde yiyor ve ayrıca diğer yırtıcılara besin sunuyorlar.
Dünya üzerinde yaşayan bu kadar çok karınca, yaklaşık 12 megatonluk kuru karbon biyokütleye eşdeğer.
Şu an Würzburg Üniversitesinde araştırmacı olarak çalışan makale eş baş yazarı Sabine Nootn, “Küresel karınca popülasyonunun 20 x 1015 birey olduğunu tahmin ediyoruz” diyor açıklamasında. “Bu sayı 20’nin yanında 15 sıfır bulunması demek ki anlaması kolay değil. Biyokütle bağlamında Dünya’daki bütün karıncalar, bütün vahşi kuşların ve memelilerin birleşiminden daha ağır tutuyor ya da insan biyokütlesinin yaklaşık yüzde 20’sini oluşturuyorlar.”
Çalışmada ayrıca karıncaların küresel kara yüzeyinde eşit dağılmadığı da bulunmuş. Genel olarak tropik bölgeler, tropik olmayan bölgelere kıyasla daha fazla karınca barındırıyor. Fakat bu durum yerel ekosisteme de bağlı.
Çoğu bilim insanının karıncaların sayısını özellikle ve bireysel olarak saymak için çaba sarf etmemesi fakat bunun yerine genel olarak biyoçeşitlilik, ekolojik süreçler ile evrimi ilgilendiren soruları cevaplamak için can atması, araştırma takımını epey şaşırtmış. Karıncaların sayısı, genelde örnek boyutunun bir ölçüsü şeklinde bildirilmiş. Nihai listenin gezegendeki her yeri kapsamaması da araştırmacıları şaşırtan bir diğer unsur olmuş. Schultheiss ve Nooten’a göre, dünyada bu türden verilerin pek bulunmadığı bölgeler mevcut (Orta Afrika ve Asya’nın bazı kısımları).
Çalışmanın yazarları gönderdikleri e-postada, “Bu çalışmanın, karıncaların küresel ölçekte ne kadar önemli olduklarına dönük farkındalığı artırmasını umuyoruz” diyor. “Ayrıca bilim insanları ve diğer insanların dışarı çıkıp, dünyanın hakkında çok az bilgi sahibi olduğumuz kısımlarındaki karıncaları incelemesi için ilham sağlamayı umuyoruz. Karıncaları standart yöntemleri kullanarak saymak aslında pek zor değil. Fakat bizim çalışmamız, çok temel verilerin bile inanılmaz derecede bilgilendirici olabildiğini gösterdi. Nihayetinde, neyi korumamız gerektiğini daha iyi anlamamıza yardımcı olması için bunun gibi küresel veri kümelerine ihtiyacımız var.”
Artık ellerinde böyle bir küresel veri seti olan araştırma takımının sıradaki adımı, dünyanın bazı bölgelerinde neden diğer bölgelere kıyasla daha fazla karınca olduğunu araştırmak. Bilim insanları bu durumun iklimden, insanların toprak kullanımından veya diğer çevresel özelliklerden kaynaklandığını düşünüyor.
Yazar: Laura Baisas/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.