Dünyanın Bilinen En Yaşlı Örümceği 43 Yaşında Öldü

2

Elveda, 16 Numara.

Eğer örümcekler için bir yaş sınırı tahmin etmemiz gerekseydi, bu tahmin 43 yaş kadar yüksek olmazdı. Ancak geçenlerde aramızdan ayrılan dişi bir Avustralya tuzak kapağı örümceğinin yaşı buydu; kendisi, örümceklerde şimdiye kadar gözlenmiş en uzun ömür rekorunu kırdı.

Curtin Üniversitesindeki araştırmacıların 16 Numara olarak bildiği Giaus villosus maderşahî, araştırmacıların söylediğine göre tam 15 yıl daha uzun yaşayarak, 28 yıl olan önceki rekoru kırmış.

Tarantulalar 20’li yaşlarına kadar yaşayabiliyorlar ve Tazmanyalı mağara örümceklerinin 40 yıla kadar yaşayabildikleri düşünülüyor. Ancak, bir tuzak kapağı örümceğinin yaşam süresi, daha önce en fazla 20 yıl olarak belirlenmişti; bu yüzden 16 Numara, bu minik canlıları araştırma şeklimizi değiştirebilir.

Üniversitenin Moleküler Bilimler ve Yaşam Bilimleri Fakültesinde biyolog olan baş yazar Leanda Mason şöyle söylüyor: “Bildiğimiz kadarıyla bu şimdiye kadar kaydedilen en yaşlı örümcek. Kendisinin kayda değer önem taşıyan yaşamı, tuzak kapanı örümceğinin davranışını ve nüfus dinamiklerini daha ileri seviyede araştırmamıza olanak sağladı.”

16 Numara, Avustralyalı örümcekbilimci Barbara York Main tarafından başlatılan, uzun vadeli bir tuzak kapanı örümcek nüfusu çalışması sırasında öldü.

“Barbara’nın yaptığı detaylı araştırmada, tuzakkapanı örümceğinin sahip olduğu geniş yaşam süresinin, onun yaşam öyküsü özelliklerine bağlı olduğunu belirledik. Bu özellikler arasında, temizlenmemiş, doğal ormanlık alanda yaşama şekilleri, yerleşik durumdaki doğaları ve düşük metabolizmaları bulunuyor” diyor Mason.

Tuzakkapanı örümcekleri (korkutucu görünüyorlar ancak insanlara zararlı değiller) annelerinin yuvasından ayrıldıkları zaman, kendi küçük sığınaklarını kazmak üzere dağılıyorlar ve büyüdükçe, yaklaşık 5 yaşında tam erişkinliğe ulaşana kadar bunları genişletiyorlar.

Dişi tuzakkapanı örümcekleri, bütün hayatları boyunca aynı oyukta kalıyorlar. Diğer taraftan, cinsel olarak olgun erkekler sadece eşleşme aramak amacıyla oyuklarını terkediyor ve sonra aynı mevsimde ölüyorlar.

Tuzakkapanı örümcekleri, ölmüş bir örümceğin terkettiği başka bir oyuğu asla kullanmıyorlar. Eğer kendi oyukları zarar görürse, onu tamir ediyorlar veya ölüyorlar; başka yere taşınmıyorlar.

16 Numara’nın sığınağı ilk olarak, York Main’in 1974 yılındaki ilk incelemesi sırasında yavru bir örümcek oyuğu şeklinde etiketlendirilmişti; kendisinin ifadesine göre, 16’ncı oyuk idi. 2016 itibariyle 150’den fazla oyuk etiketlenmişti, ancak ilk 15 örümcek ve daha sonraki pek çok örümcek, arada geçen yıllarda öldü.

16 Numara’nın aramızdan ne zaman ayrıldığı bilinmiyor, ancak o yıl içinde ayrılmıştı.

Araştırmacılar tezlerinde şöyle yazıyorlar: “31 Ekim 2016 günü, en yaşlı örümcek #16’nın oyuğunun kapağının, parazit bir eşek arısı tarafından delinmiş olduğunu bulduk”

“Altı ay önce oyukta canlı olarak görülmüştü, bu yüzden, antik bir G. villosus mygalomorph örümcek maderşahînin 43 yaşında öldüğünü bildiriyoruz.”

Araştırmacılar oyuğun tamire ihtiyacı olduğu için, 16 Numara’nın ya zaten ölmüş olduğuna, ya da yavrusunu örümceklerin içine yerleştiren bir örümcek arısı tarafından parazitlendiğine karar verdiler. Larva yumurtadan çıktığı zaman, örümceği içten dışa doğru tüketiyor.

Tuzakkapanı örümcekleri, Dünya üzerindeki en eski türlerden birisi. İlk olarak Triyasik dönem civarında ortaya çıkmışlar ve diğer örümcekler ile karşılaştırıldıklarında, yüz milyonlarca yıldır nispeten değişmeden kalmışlar.

Sayıları da azalıyor; diğer omurgasızları avladıkları için Avustralya ekosisteminde yaşamsal bir öneme sahip oldukları düşünüldüğünde, bu büyük bir endişe kaynağı.

Araştırmacılar, nüfusları uzun vadeli şekilde gözlemleyerek, bu endişe verici gidişatta rol oynayan baskıları görmeyi umuyorlar.

Curtin Biyoçeşitlilik ve İklim Kurumunun yöneticisi ve çalışmanın eş yazarı Grant Wardell-Johnson şöyle söylüyor: “Bu örümcekler, antik tabiatlardaki yaşama yönelik bir yaklaşımı temsil ediyorlar. Ayrıca şu an devam eden araştırmamızda, iklim değişikliğinin ve ormansızlaşmanın gelecekte oluşturacağı baskıların, türü potansiyel olarak nasıl etkileyeceğine karar verebileceğiz.”

Takımın araştırması, Pacific Conservation Biology bülteninde yayınlandı.

 

 

 

 

ScienceAlert

2 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz