Dünyanın Tropikal Bölgesi Genişliyor ve Bu Durum Endişe Verici

0

Özellikle Avustralya’nın endişelenmesi lazım.

Tropik (sıcak) kuşaklar, Güneş’in yılda en az bir kere doğrudan tepede olduğu Dünya alanı olarak tanımlanır; bu bölge Yengeç ve Oğlak Dönenceleri arasında yer alır.

Ancak, tropik iklimler Ekvator’un her iki tarafında da yaklaşık 30 derece daha geniş bir alanda meydana gelir. Dünya’nın kurak dönencealtı kuşakları, bu geniş bölgeye bitişik halde uzanırlar. Dünyanın büyük ve sıcak çölleri burada bulunur.

Dünya’nın şişkin bel çevresi

Dünya’nın tropik atmosferi her yönde genişliyor ve bir uzmanın akıllı bir şekilde bunu Dünya’nın “şişmekte olan bel çevresi” şeklinde adlandırmasına yol açıyor.

1979’dan beri gezegenin bel çevresi her iki yarımkürede on yılda bir kutuplara doğru 56 kilometreye 111 kilometre genişliyordu.

Geleceğe ait iklim yansıtımları, büyük oranda insan faaliyetlerinin yönlendirdiği bu genişlemenin muhtemelen devam edeceğini öne sürüyor; bu faaliyetler arasında sera gazları ve siyah karbon salımları başta olmak üzere, alt atmosferdeki ve okyanuslardaki ısınma da var.

Eğer mevcut hız devam ederse, 2100 yılında yeni kuru dönencealtı kuşağının sınırları kabaca Sidney’den Perth’e kadar uzanacak.

Bu kurak dönencealtı kuşakları yer değiştirdikçe, kuraklıklar kötüleşecek ve çoğu sıcak iklim bölgesinde yağmurlar genel olarak azalacak.

Tropik ve tropik dışı siklonların ortalama hatlarında halihazırda kutuplara doğru yer değişimleri gerçekleşiyor. Tropikler daha fazla genişledikçe, bunun devam etmesi muhtemel.

Tropik dışı siklonlar hareket ettikçe, tarım ve su emniyeti için tarihsel olarak kış mevsimindeki yağmurlara bel bağlayan ılıman bölgelerde yağmuru alıp götürecekler.

Araştırmacılar iklim kuşakları değiştikçe, hayvan ve bitki göçlerinin devam ettiğini gözlemledi. Fakat biyolojik çeşitlilik ve ekosistem hizmetleri tehdit altında oldukça, değişen şartlara hızlı şekilde uyum sağlayamayan türler yok olmayla karşı karşıya kalacak.

Bazı biyolojik çeşitlilik bakımından önemli olan bazı noktalarda (Avustralya’nın uzak güneybatısı gibi), ekosistemlerin ve türlerin ısınan ve kuraklaşan gidişata ayak uydurmak için gideceği uygun kara parçaları bulunmuyor (sadece okyanuslar var).

Zaten şu an, zararlı canlıların ve hastalıkların daha önce iklim bakımından elverişsiz olan bölgelere uzanmasına şahit oluyoruz. Bu durum, bunların gelecekte iklim kuşaklarında kutuplara doğru yaşanacak herhangi bir yer değişimini takip etmeye çalışacaklarını öne sürüyor.

Geçenlerde Afrika için genişleyen tropiklerin beklenen etkilerine dikkat çekmiştik. Peki bu durum Avustralya için ne anlama gelebilir?

Avustralya’nın zarar görmesi muhtemel

Avustralya’nın coğrâfi konumu, genişleyen tropiklere karşı onu büyük oranda savunmasız yapıyor. Kıtanın yaklaşık yüzde 60’ı, 30°S kuzeyde yer alıyor.

Kurak dönencealtı kuşak sınırı güneye doğru yayılmaya devam ettikçe, Avustralya’nın güneyi bunun kuraklık etkilerine daha fazla maruz kalacak.

Bu sırada kıtanın kuzey kıyıları, daha çok kuzeydeki komşularımıza özgü olan yağmur ve iklim koşulları yaşayabilir.

Genişleyen tropiklerin etkileri, zaten Avustralya’nın güneyinde kış yağmurlarının azalması şeklinde hissediliyor. Bu durum özellikle güneybatıda ve (daha düşük bir kapsamda) kıta güneydoğusunda mevcut.

Avustralya için yapılan gelecekteki iklim değişimi yansıtımları, hava ve okyanus sıcaklıklarının artışını, deniz seviyelerinin yükselişini, daha sıcak günleri (35°C’den fazla), kıtasal güney bölgelerde yağmurların azalışını ve daha şiddetli yangın havası olaylarını içeriyor.

Kuzey Avustralya için yıllık yağmur miktarındaki değişimler belirsiz. Ancak, daha şiddetli yağmur olayları, çok daha fazla sıcak günler ve kıyı bölgelerinde daha şiddetli (fakat daha seyrek) tropik siklonlar ve ilişkili fırtına dalgaları konusunda yüksek bir beklenti var.

İklim değişikliği ile mücadele etmek

Avustralya’nın tamamı boyunca iklim değişikliğine uyum sağlamak gerecek. Güneyde, yansıtılmış kuraklık gidişatlarına uyum sağlamaya odaklanılmak zorunda. Diğer sorunlar arasında daha sık kuraklıklar, daha sıcak dönemler ve sıcak günler, daha yüksek yangın havası tehlikesi ve kıyı bölgelerinde artan deniz seviyeleri bulunuyor.

Gelecekte kuzeyde yaşanacak büyüme tartışmalı. Kuzey Avustralya’daki Gelişim için Hükümet Raporu’nda iklim değişikliğinin hesaba katılmadığını zaten belirtmiştik.

Hükümet raporu, planlı tarım, madencilik, turizm ve toplumsal kalkınmanın gelecek onyıllar boyunca iklimde yansıtılan değişimlere nasıl uyum sağlayacağını açıklamıyor; özellikle de beklenmekte olan çok yüksek miktardaki sıcak gün sayısına.

Örneğin Darwin’de şu anki ortalama bir yılda 47 sıcak gün, fakat yüksek bir karbon salımı senaryosu altında, sıcak günlerin sayısı 2090 yılı itibariyle 320’ye yaklaşabilir.

Eğer kuzey bölgesi hayatta kalacaksa ve Avustralya’nın önemli bir ekonomik bölgesi olarak gelişecekse, etkili iklim uyum taktiklerine ihtiyacı olacak. Bunun şimdi olması lazım; gelecekteki uzak bir zamanda değil.

Bu durum, iklim değişikliğine hükümetin tüm seviyelerinden iki taraflı destek ve kuzey yanlısı bir yaklaşım gerektiriyor. Kuzey boyunca endüstri ile ve etkilenen yerel ve yerli topluluklar ile yakından çalışmak önemli olacak.

Bu sektörlerin birkaç bilimdalıyla ilgili olan ve “kamu yararına” yapılan araştırmalardan elde edilen bilgi ve çözümlere erişimleri olmalı. Bu acil ihtiyaç karşısında, bu gibi araştırmalara uygulanan CSIRO kesintileri ve Ulusal İklim Değişimi Uyum Araştırma Tesisi’nden mali kaynakların kesilmesi, alarm zillerinin çalmasına sebep olmalı.

Keşfedilmemiş iklim bölgesine girdikçe, kamu yararını gözeten araştırmalar daha önce hiç olmadığı kadar önemli ve amaca uygun hale geliyor.

Steve Turton, Çevre Coğrafyası Misafir Profesörü, Avustralya CQÜniversitesi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz