Farelerin Organları Yeniden Programlanan Hücrelerle Gençleştirildi

0
Fotoğraf: Alexandr Gusev/Unsplash

Kanser dahil pek çok hastalık yaşlanmakla ilişkili. Ayrıca bu hastalıklar, yaşam beklentisi arttıkça daha yaygın hale de geliyor. Dolayısıyla söz konusu süreçlerin incelenip anlaşılması, bu durumlarla mücadele etmede ve ayrıca daha sağlıklı yaşlanmayı desteklemede büyük önem taşıyor.

Yaşlanma araştırmalarındaki alanlardan birinde de gençleştirme ele alınıyor; yani yaşlı hücre veya dokularda, daha genç hücrelerin özelliklerinin geri getirilmesi.

Barselona Biyotıp Araştırma Enstitüsüne bağlı Hücresel Plastisite ve Hastalık laboratuvarında çalışan bilim insanları, Katalan Araştırma ve İleri Çalışmalar Enstitüsünde (ICREA) çalışan araştırmacı Dr. Manuel Serrano’nun öncülüğünde hücreleri yeniden programlayarak farelerdeki bazı organ ve dokuları gençleştirmeyi başarmış. Araştırmacılar özellikle hayvanların pankreas, karaciğer, dalak ve kanlarında önemli değişimler olduğunu gözlemlemiş.

“Bu çalışmada, canlı içinde yeniden programlama ile hücre yenilenmesinin başlangıçtaki süreçlerini belirlemeyi ve gelecekteki araştırmalarda ilaçlar yardımıyla ya da beslenme seviyesinde değiştirilebilecek olanlarını saptamayı hedefledik” diye açıklıyor Dr. Serrano.

Yamanaka faktörleri ve hücresel yeniden programlama

Vücutlarımızdaki bütün dokular, diğer pek çok hücrenin yanısıra nöronlar veya kas hücreleri gibi çok özel hücreler barındırmasıyla nitelendiriliyor. Bu hücrelerin kimliğinin sabit olduğu ve değiştirilemez olduğu düşünülüyormuş. Fakat Japon araştırmacı Shinya Yamanaka, “Yamanaka faktörleri” (OCT4, SOX2, KLF4 ve MYC) adı verilen dört proteini bu hücrelere yüksek seviyelerde aktarıp hücrelerin kimliklerini değiştirmenin (yani onları “yeniden programlamanın”) yolunu keşfetmiş. Bu proteinler hücrelerimizin bazılarında bulunabilse de, dördünün tamamının aynı anda yüksek seviyelerde bulunması hücre kimliğini değiştirebiliyor.

Bu yenilenme yöntemi, daha önce hayal edilemeyen bir şeye olanak sağlıyor ve bir hastadan kolaylıkla elde edilebilen hüclerin (cilt hücreleri gibi) alınıp, toplamanın zor ya da imkansız olduğu başka hücrelere (ör. kalp hücreleri veya nöronlar) dönüştürmeyi mümkün kılıyor. Söz konusu hücreler, daha sonra hücre terapi uygulamalarında kullanılabiliyor.

Dr. Yamanaka, bu gelişmeler sayesinde keşiften yalnızca altı yıl sonra, 2012 yılında Nobel Tıp Ödülü’nü kazanmış.

Bulgular geçtiğimiz ay Aging Cell bülteninde sunuldu.

 

 

 

 

Kaynak: Barselona Biyotıp Araştırma Enstitüsü. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz