Florürün dişler üzerindeki koruyucu etkilerine yönelik diş hekimlerinin söylediği şeylere rağmen, bunların aksini iddia eden şehir efsaneleri bir şekilde devam etmeyi başarıyor.
Bu tür hatalı inanışlar yanlış olabilir fakat sonuçları çok gerçek. Tıpkı ABD’nin Alaska eyaletindeki Juneau şehrinde olduğu gibi. 2007 yılında şehir sakinleri, kendilerine zarar veriyor olabileceği endişesiyle içme sularına florür konmasını durdurma yönünde oy kullanmış.
Şehirdeki diş hekimleri ile diğer gruplar arasında yıllar süren tartışmanın ardından alınan bu karar, şehir sakinlerine yönelik halk sağlığı politikasında meydana gelen çok büyük ve doğrudan bir değişimle sonuçlanmış.
Suların florürlenmesinin faydalarına dair yapılan araştırmalar onlarca yıldır mevcut olsa da (ve bu araştırmalar, florürün diş çürükleri ve buna bağlı diş hastalıklarını azalttığını öne sürse de); florürü kesmenin etkileri pek fazla bilinmiyor.
Diğer bir ifadeyle bir popülasyon, tıpkı Juneau sakinlerinin yaptığı gibi içme suyundan florür almayı birden bırakırsa ne olur?
Alaska Anchorage Üniversitesi’nde halk sağlığı araştırmacısı olan Jennifer Meyer’in önderliğindeki bilimsel bir çalışma sayesinde, bu durumun etkilerini daha iyi anlayabiliriz.
Bu çalışmada Meyer, 18 yaş veya altındaki çocuk ve gençlerden oluşan iki grubun sağlık sigortası kayıtlarını değerlendirmiş.
Bu gruplardan biri, “en uygun” su florürüne maruz kalan topluluğu temsil ediyormuş. Yetişkin olmayan 853 kişinin bulunduğu grubun sigorta kayıtları, florürün kesilmeye başlandığı 2007 tarihinden yıllar önce, 2003 yılına ait.
Diğer grup ise benzer sigorta gelir şartlarını karşılayan ailelerden olup yetişkin olmayan ve yaklaşık 10 yıl sonra; 2012 yılında aynı tip sigorta kayıtları yapılan 1.052 kişiden oluşuyor.
Tabi bu tarih, şehrin musluk suyundan florürün çıkarılmasından beş yıl sonrasına tekabül ediyor. Bu yüzden araştırmacılar, bu grubu “yetersiz florür koşulları” şeklinde tanımlamış.
Araştırmacıların söylediğine göre bu beş yıllık zaman aralığı, çocuklardaki diş çürüğü seviyesinde istatistiksel bakımdan anlamlı bir farklılık oluşmasıyla sonuçlanmış.
Meyer, KTOO News sitesine şöyle açıklıyor: “Su şebekesinden florürü çıkarmak, çocuklarda her yıl bir tane fazladan çürük görülmesine sebep olmuş. Çocuk başına yaklaşık olarak 300 dolar masraf çıkmış.”
Bu rakamlar, çalışmada değerlendiren ve yaşları altıdan küçük olan en genç çocuklara dayanıyor.
Bu hastalar içerisinde, musluk suyunda florüre maruz kalan çocuklarda yılda ortalama 1.55 çürük görülmüş; fakat yetersiz koşulların olduğu gruptaki çocuklarda bu rakam yılda 2.52’ye fırlamış.
Söz konusu etki, 0-6 yaş grubundan daha büyük yaş gruplarında daha hafif görülmüş. Fakat yine de, çalışmada çözümlenen her yaş grubu (0-6, 0-7, 7-13, 13-18 ve 0-18), içme sularında florür olmadığı zaman daha yüksek seviyelerde çürük tedavisi görmüş.
Florürün kesilmesinin, daha büyük olan çocuklarda neden daha düşük etki gösterdiği kesin olarak bilinmiyor. Fakat araştırmacılar, yetersiz koşuldaki grupta yer alan büyük çocukların, küçüklük zamanlarında (florür yasağının devreye girdiği 2007 yılından önce) florüre maruz kaldıkları için kısmen koruyucu bir etki görmüş olabileceklerini öne sürüyor.
“Önceki araştırmaların gösterdiğine göre; içme suyunda ve bu sebeple de ağız ve salyada uygun seviyelerde florür olmadığında, dişlerde daha zayıf mine oluşabilir ve çürümenin ilk işaretlerinde yeniden mineralleşme kabiliyetinden mahrum kalınabilir” diye açıklıyor araştırmacılar.
“Uygun koşullara en düşük seviyede maruz kalan hastalar arasında, daha kayda değer etkiler görmeyi beklemiştik.”
Elbette diş tedavisi gerektiren çürüklerin daha fazla olması, hasar görmüş dişlerin onarılması için daha fazla paranın gerektiği anlamına geliyor.
Artan bu masraflar enflasyona göre ayarlandıktan sonra, çeşitli yaş gruplarında yüzde 28’den yüzde 111’e kadar bir masraf artışı olduğu görülüyor. En yüksek artış ise, florüre yetersiz şekilde maruz kalmış 0-6 yaş grubundaki çocuklarda (yıllık 300 dolar civarı masraf) görülmüş.
Araştırmacılara göre florürün kesilmesi, çok pahalı bir hamle olmuş.
“Suyu florürlemek için gereken bir florür yönetim programının maliyeti, çürük tedavisinin maliyetiyle kıyaslanınca kuruşlarla ifade ediliyor” diyor Meyer ve eczanede satılan florür tabletlerinin de çürüğü önleyebileceğini fakat bunların da kendi sorunları olduğunu belirtiyor.
“Bence insanlar için harika bir seçenek fakat aynı zamanda bir baş ağrısı. Reçete yazdırmanız lazım, ilacın zamanını hatırlamanız lazım, çocukların birden fazla içmemesini sağlamanız lazım; bilirsiniz işte, riskleri var… Bir haksızlık örneği teşkil ediyor.”
Bu son bulguların, şehrin belediye meclisi üyelerinin florür yasaklarını tekrar düşünmesi için yeterli olup olmayacağı bilinmiyor; fakat esas bilimi icra edenler için bilim, çok açık bir şekilde florürün yanında.
“Bu sonuçlar; florürlü diş macunlarının, ağız bakım sularının ve profesyonel şekilde uygulanan korunma yöntemlerinin yaygın şekilde bulunabildiği çağdaş şartlarda bile, musluk suyundaki florürün halk için faydalı sonuçlarla ilişkili olduğunu gösteren mevcut bulguları destekliyor” diye yazıyor araştırmacılar. “Maliyet bakımından etkili olması ve çürükleri önlemesi de dahil…”
Bulgular, BMC Oral Health bülteninde sunuldu.
Yazar: Peter Dockrill/ScienceAlert. Çeviren: Ozan Zaloğlu.