Gördüğünüz Şey UFO Değildi. Büyük İhtimalle Bunlardan Biriydi…

0
Vandenberg ABD Hava Kuvvetleri Üssünden fırlatılan Space X Falcon 9 roketi. Fotoğraf: Eric A. Norris/Getty Images

UFO’lar onlarca yıldır bilim kurgunun ve komplo teorisi çevrelerinin gözdesi olmuştu. Fakat ABD, bu olguları en yüksek seviyelerde dikkate almaya başladı ve isimlerini Tanımlanamamış Anormal Olgu veya UAP olarak değiştirdi. ABD Meclisinde oturumlar yapıldı, Pentagon raporları yayımlandı ve NASA’da bir çalışma grubu oluşturuldu. Hepsinde de, şimdilik açıklanamayan 100’ü geçkin UAP olgusu inceleniyor. Bu olguları genelde, sensörlerinde açıklanamayan bir şey yakalayan askeri pilotlar görüyor. Ayrıca bir sürü sivil de nasıl açıklayacağını bilmediği şeyler görüyor.

UAP’ler popüler hale gelse de, insanların gördüğü şeylerin büyük çoğunluğunun mükemmel biçimde izah edilebilen fakat nadir görülen olgular olduğu ortaya çıkıyor. Harvard & Smithsonian Astrofizik Merkezinde çalışan astrofizikçi Jonathan McDowell, bunların hepsinden haberdar.

“Sosyal medyadan birçok soru ve e-posta alıyorum” diyor McDowell. “Bazen de havada tuhaf bir şey gören rastgele insanlar aniden arıyor.” Bu konuşmaların yaklaşık yüzde 90’ının şu şekilde gerçekleştiğini söylüyor: ‘Jonathan bu uzay çöpü mü?’ Hayır, sadece bir gök taşı çünkü yalnızca iki saniyede patlamış. Ya da ‘Bu UFO mu?’ Hayır, Falcon 9 [roketi] fırlatılmış. ‘Bu uzaylı mı?’ Elon’un nereden geldiğini düşündüğüne göre değişir.

Fakat insanların bir uçağı ya da fırlatılan bir roketi UAP zannetmesine yol açan durum, nadiren cehalet veya saflıktan kaynaklanıyor. Gerçek sebep, insanların gördüklerini algılama şeklinde yatıyor.

“Olağan ipuçlarının bulunduğu bir durumda olmadığımız zaman, bir cismin uzaklığını tahmin etme kabiliyetimiz pek iyi çalışmıyor” diyor McDowell. Yanı başımızda alışılmamış şekilde hareket eden bir böceği, çok daha uzaktaki bir şey zannedebiliriz. Ya da parlayan bir ışık, gerçekte 56 milyon km uzaklıktaki Venüs iken yakınmış gibi görünebilir.

Uzmanlar bile yanılabilir. Bazen bir uydu ya da uçak, geçici olarak yeni bir asteroit sanılabilir. “Eğer Dünya’nın etrafında çok yüksek yörüngede giden bir uçak varsa, havada gidiş hızı aslında Güneş’in yörüngesinde dönen bir asteroide benzer” diyor McDowell. “Asteroit gözlemlerinde tespit edilip geçici bir isim verilen ve sonrasında manevra yapan birçok vaka var.”

McDowell, halkın UAP olduğunu düşündüğü bir şey tespit ettiği zaman bunların genelde üç ana kategorideki olgulardan biri olduğunu keşfettiğini aktarıyor. Söz konusu kategoriler ise roket fırlatmaları, uçak ve gök cisimleri.

Fırlatılan roketler

Eğer bizzat veya video aracılığıyla bir roketi fırlatılırken izlediyseniz, uzay aracı fırlatma rampasından göğe yükselirken bir duman izi çıktığını fark etmişsinizdir. Fakat roket uzaya ulaştığında, roketin egzos dumanı o bilindik düz şeklini kaybedebilir ve doğru koşullar altında başka dünyadan gelmiş gibi görünen manzaralar meydana getirebilir.

Roketlerin meydana getirebildiği ilk tuhaf şey, fırlatmadan yaklaşık iki dakika sonra; nihayet Dünya atmosferinin çoğunun üzerine çıktıklarında oluşur. Artık yoğun havanın içerisinde bulunmayan egzos dumanı, McDowell’a göre yüzlerce kilometreye yayılabilir ve neredeyse okyanusa benzeyen bazı tuhaf şekiller meydana getirebilir. “Bunlar genelde denizanası biçiminde tarif edilir” diyor. “İnsanlar çoğu zaman bunların roket dumanı olduğunu düşünmez ve UFO şeklinde rapor eder.”

Roket fırlatılırken meydana gelen bir diğer tuhaf durum ise roketin kapandığı ve uzayda tekrar başladığı zamanlarda görülür. Bu aşamada bir yörünge değiştiriliyor olabilir veya roket, yükünü ulaştırdıktan sonra kalan yakıtını boşaltıyor olabilir.

“Roketten çıkarılan ve Güneş ışığını yansıtan buz kristalleri meydana getiren büyük bir gaz bulutunuz vardır” diyor McDowell. Gökyüzünde giden, “Kuyruklu yıldıza benzeyen büyük bulutlar oluşur.” Uzman gökbilimcilerin bile roketlerin tahliye ettiği yakıtları yeni birer kuyruklu yıldız sanıp, Uluslararası Gökbilim Birliğine haber verdiği olmuştur.

Trident II füzesinin fırlatılmasından sonra, gece parlayan bulutlar olduğu düşünülen bu renkli yapılar oluşmuş. Fotoğraf: Kevin Key/Getty Images

Fakat en çarpıcı roket izi olgusu, 2009 yılında Norveç’in üzerinde görülen sarmal geometrik yapılar. İlk bakışta tamamen doğaüstü görünüyorlar. McDowell, bunun “Uzayda açılan bir solucan deliği kapısı olduğunu ve uzaylıların Dünya’yı işgal ettiğini düşünebilirsiniz” diyor. Fakat ne kadar ilginç görünürse görünsün, bu sarmallar portal değil. Bunun yerine, dönen ya da yuvarlanan ve “bir bahçe fıskiyesi” gibi duman izleri çıkaran bir roketin sonucu. Norveç’teki bu sarmal yapının sebebi, aslında Dünya atmosferinin üzerinde manevra yapan Rusya’ya ait askeri bir roketti.

Eğer roketten çıkan tuhaf bir egzos dumanını kendiniz yakalamak istiyorsanız, bu tuhaf görüntülerin egzosun, Güneş’in ve gözlemcinin göreli konumuna bağlı olduğunu fark etmelisiniz: Böyle bir şeye en iyi şafak veya alacakaranlıkta, havanın karada karanlık olduğu zaman fakat yüksek irtifadaki roket dumanı Güneş ışınlarını yakalayabilirken şahit olabilirsiniz.

Uzay araçları ve uydular

Bir diğer kategori ise yaygın olarak UAP zannettiğimiz yapay uzay cisimleri: McDowell’in tecrübesine göre Starlink uydu trenleri, “insanların cidden aklını başından alıyor.”

SpaceX, Starlink uydularını 2019 yılında fırlatmaya başlamış ve genişbant internet sağlamak için bu uydulardan tek seferde 22 ila 60 tane fırlatmıştı. McDowell’in kişisel uydu takip sitesine göre 2023 yılının Eylül ayında, yörüngede 4.700’den fazla Starlink uydusu bulunuyor. Starlink uydularının fırlatmadan sonra birbirlerinden tamamen ayrılması ve yaklaşık 550 km irtifada faal yörüngelerine gitmesi birkaç hafta sürüyor. Yolculuklarının ilk günlerinde Güneş ışığı yakalayabiliyor ve gökyüzünde tuhaf bir geometrik şekil meydana getirebiliyorlar; uzun, parlak ve düz bir çizgi oluşturuyorlar.

Mayıs ayında Şanlıurfa üzerinde görülen bir Starlink uydu ‘treni’. Fotoğraf: Arda Küçükkaya/Anadolu Ajansı/Getty Images

“Okul gezisi yapan küçük çocuklar gibi gökyüzünde birbiri ardına gidiyorlar” diyor McDowell. “Birbirlerine çok yakın olduklarından, onları ayrı noktalar şeklinde göremiyorsunuz. Ayrı ayrı görseniz bile, gökyüzünde birbiri ardına uygun adım giden 20 farklı cisim kesinlikle bir uzaylı istilasını andırıyor.”

McDowell, Starlink veya diğer uyduları tepenizden geçerken yakalamak için heavens-above.com internet sitesini kullanmanızı öneriyor. “Uydunun ne zaman tepeden geçeceğini söylüyor ve eğer zamanında tıklarsanız, size o uydunun güzergâhını kendi konumuzdan görüldüğü şekliyle gösteren güzel bir yıldız haritası sunuyor” diyor. Site Starlink uydularını varsayılan olarak göstermiyor çünkü sayıları çok fazla. Fakat bir bağlantıya tıklayarak Starlink takım uydularını görebilirsiniz.

Uyduların, uzay araçlarının veya uzay çöplerinin atmosfere yeniden girişi de oldukça tuhaf görünebilir. Fakat ne olduğunu bilmek kolay olmayabilir. “İşler bu noktada zorlaşıyor çünkü gökyüzünde, tepenizde dağılan parlak şeyler görürseniz, bu iki şeyden biri olabilir” diyor McDowell.

“Doğal bir gök taşı ya da atmosfere yeniden giren bir uzay çöpü parçası olabilir.”

Buradaki kilit ayrım, gök taşlarının gökyüzünde oldukça hızlı şekilde yanıp sonrasında kaybolmasıdır. Yörüngeden çıkan bir uydu veya diğer enkazlar, gökyüzünde zamanla parçalanarak ilerler.

Bazen UAP veya doğal gök taşı zannedilen özel bir giriş şekli de vardır: SpaceX Crew Dragon gibi bir uzay aracının Dünya’ya dönüşü. “Bu daha çok doğal bir gök taşı gibi bir ateş topuna benzer, çok daha uzun sürmesi hariç” diyor McDowell. “Ayrıca parçalanıyorsa, durum vahimdir.”

Gök cisimleri

McDowell’in yaygın olarak duyduğu ve UAP zannedilen son şeyler ise çok ama çok uzakta olan doğal cisimler; örneğin Venüs. McDowell gök taşları, uzay çöpleri ve benzerlerinin araç kameraları ve cep telefonlarıyla kaydedilmeye başlanmasından önce, bu gezegenin bütün UFO raporlarının yaklaşık yarısına sebep olduğunu tahmin ediyor. “Venüs klasik UFO’dur.”

Çok soluk olduğu zaman, yüksek bulutlar gece hareket eder ve ön plandaki bu hareket, insanların yanlış algılamasına sebep olabilir. Sonuç ise parlak bir ışığın (bu durumda o gezegenin) gökyüzünde boydan boya hareket ediyor gibi görünmesidir fakat gerçekte hareket şey sadece bulutlardır.

Kuyrukluyıldızların da bazen UAP sorularını tetiklediğini söylüyor McDowell. Dünya’ya en yakın geçişini 12 Eylül’de yapan Nişimura Kuyrukluyıldızı, çıplak gözle görünecek kadar parlak hale gelirse bakışları üzerinde toplayabilir.

“İnsanlar kuyrukluyıldız görmeye alışık değil” diyor McDowell. “Bu yüzden haberlerde parlak bir kuyrukluyıldızın yaklaştığını duymadılarsa, onun UFO olduğunu düşünebilirler.”

İnsanlar gökyüzünde gördükleri pek çok şeyi hızla etiketlese de, McDowell insanların gece vakti gördüğü ve nadiren duyduğu yaygın bir cisim daha olduğunu belirtiyor: Bu cisim, Uluslararası Uzay İstasyonu.

“Bana göre UUİ’nin üzerinizden geçme miktarı nispeten düşüktür” diyor. “İnsanlar her nasılsa bu konuda o kadar endişelenmiyor gibi görünüyor.”

Uluslararası Uzay İstasyonu, Samanyolu galaksisindeki yıldızların ortasından geçer gibi görünürken gökyüzünde bir ışık izi bırakıyor. Fotoğraf: Bill Dunford/NASA

Eğer ISS’yi veya Çin’in Tiangong uzay istasyonunu tepenizden geçerken yakalamak isterseniz, heavens-above.com sitesi bunların konumuz üzerindeki güzergâhını belirlemenize de yardımcı olabilir ve bu sayede doğru zamanda yukarı bakabilirsiniz McDowell’a göre. Gezegenler ve diğer gök cisimleri için ise skyandtelescope.org sitesindeki etkileşimli gök haritalarını öneriyor.

“Konumuzu ve gecenin hangi saati olduğunu ekleyebilir, gökyüzünün deneyimize göre ayarlanan haritasını görebilirsiniz” diyor. “Parlak gezegenlerin takım yıldızlara göre nerede olduklarını görebilirsiniz.”

 

Yazar: Jon Kelvey/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz