Hedeflerinize Ulaşmak mı İstiyorsunuz? Öfkelenin!

0
Fotoğraf: Abbat/Unsplash

Amerikan Psikoloji Birliğince yayımlanan yeni bir araştırmaya göre öfke çoğu zaman olumsuz bir duygu şeklinde algılansa da, insanların hayatlarındaki zorlu hedeflere ulaşması için güçlü bir tetikleyici olabilir.

Texas A&M Üniversitesi psikoloji ve beyin bilimleri bölümünde çalışan profesör ve makale baş yazarı Heather Lench, “İnsanlar genelde mutlu olmanın ideal bir durum olduğuna inanır ve insanların büyük bir bölümü de hayattaki ana hedeflerden birinin mutluluk peşinde koşmak olduğunu düşünür” diyor. “Duygulara yönelik sıradan ve psikolojik açıklamalarda, olumlu duyguların kişinin ruh sağlığı ve esenliği bakımından ideal olduğu görüşü hakim. Fakat önceki araştırmalarda, en iyi sonuçları öfke gibi olumsuz duyguların da içinde bulunduğu bir duygu karışımının verdiği öne sürülüyor.”

Leech, üzerinde onlarca yıldır çalışma yürütülen bu işlevsel duygu kuramına göre iyi ya da kötü bütün duyguların, kişinin çevresindeki olaylara karşı birer tepki olduğunu ve kişiyi eylem gerektiren önemli durumlara karşı alarma geçirme vazifesi gördüğünü söylüyor. Her bir duygu farklı bir tepkiye davet ediyor. Örneğin üzüntü kişinin yardıma veya duygusal desteğe ihtiyacı olduğunu gösterebilirken, öfke ise bir engelin üstesinden gelmek için eyleme geçmeleri gerektiğini düşündürtebilir.

Öfkenin hedeflere ulaşmadaki rolünü daha iyi anlamak isteyen araştırmacılar, 1.000’den fazla katılımcının yer aldığı bir dizi deney yürütüp 1.400’ü aşkın kişiden gelen anket yanıtlarını analiz etmişler. Araştırmacılar her bir deneyde ya duygusal bir tepki (ör. öfke, keyif, arzu veya üzüntü gibi) ya da nötr bir duygu durumu uyandırıp, katılımcılara zorlu bir hedef vermişler.

Araştırma Journal of Personality and Social Psychology bülteninde yayımlandı.

Deneylerden birinde katılımcılara, belli duygusal veya nötr tepkiler uyandırması için tasarlanan görseller gösterilmiş ve sonrasında bir dizi kelime bulmacasını çözmeleri istenmiş. Bir diğer deneyse ise amaç, bilgisayarda oynanan bir kayakçılık oyununda yüksek puanlara ulaşmakmış. Oyunlardan biri zorlu bir oynama deneyimi sunarken (slalom güzergahında bayraklardan kaçınma), diğeri sadece zıplamanın yer aldığı daha kolay bir oyun olmuş.

Tüm deneylerde öfke duygusu, çeşitli zorluklar içeren durumlarda nötr bir hale kıyasla insanların hedeflerine ulaşma kabiliyetini iyileştirmiş. Bazı durumlarda ise öfke, puan artışıyla veya daha kısa yanıt süreleriyle ilişki göstermiş. Bir deneyde ise daha iyi bir sonuca ulaşmak için daha fazla hile yapılmasına neden olmuş.

Araştırmacılar ayrıca 2016 ve 2020 yıllarındaki ABD başkanlık seçimleri sırasında yürütülen bir dizi anketin verilerini de incelemişler. Seçimlerden önce insanlardan, destekledikleri aday kazanmaz ise ne kadar sinirleneceklerini derecelendirmeleri istenmiş. Seçimlerden sonra ise bu kişiler oy kullanıp kullanmadıklarını ve kimin için oy kullandıklarını aktarmışlar. Adayları kazanmazsa sinirleneceklerini belirten anket katılımcılarının seçimde oy kullanma ihtimali daha yüksek olsa da, öfke oy kullandıkları aday üzerinde etki göstermemiş.

“Bulgular, öfkenin istenen bir hedefe ulaşmada gösterilen çabayı arttırdığını ve sıklıkla da daha büyük bir başarıya yol açtığını gösteriyor” diyor.

Öfkenin insanları harekete geçmeye ve sık sık da hedeflerine ulaşmaya teşvik etmedeki etkileri, Lench’e göre bu amaçların daha zorlu olduğu durumlara özgü. Zıplamalı kayakçılık oyununda olduğu gibi öfke, hedefler daha kolay olduğu zaman hedeflere ulaşmakla ilişkili görünmüyor.

Lench ayrıca öfke her ne kadar bütün katılımcılarda başarının artmasıyla ilişkilendirilmişse de, bazı durumlarda keyif veya arzunun da hedeflere daha fazla ulaşmayla ilişki gösterdiğini belirtiyor.

Lench’e göre elde edilen sonuçlar, çoğu kez olumsuz olduğu düşünülen (öfke, sıkıntı veya üzüntü gibi) düşünülen duyguların faydalı olabileceğini gösteriyor.

“İnsanlar sık sık olumsuz duygulardan ziyade olumlu duyguları araç olarak kullanmayı tercih ediyor ve olumsuz duyguları istenmeyen, uyumsuz duygular şeklinde görme eğilimi sergiliyorlar” diyor bilim insanı. “Bizim araştırmamız ise olumlu ve olumsuz duygulardan oluşan bir karışımın, esenliği teşvik ettiğini ve olumsuz duyguların araç olarak kullanılmasının, bazı durumlarda özellikle etkili sonuç getirebileceğini ortaya seriyor. Bu tür bulguların sayıları giderek artıyor.”

 

Kaynak: Amerikan Psikoloji Birliği. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz