İletişim Becerileri Doğuştan mı Geliyor?

0
Fotoğraf: Jonathan Borba/Unsplash

Bebekler, rahimde ve dünyaya gelir gelmez çevrelerinden ve etraflarındaki yetişkinlerden bilgi topluyor. Ağlama, sesler, kıkırdamalar ve diğer tür bebek konuşmaları yoluyla doğumdan sonra iletişim kurmayı hızla öğreniyorlar. Peki bir çocuğun uzun vadeli dil becerileri, beyninin bebeklik döneminde nasıl geliştiğiyle mi şekilleniyor? Çevre ve yetiştirilme şekli, dil gelişiminin ne kadarını etkiliyor?

Boston Üniversitesinde çalışan ve beş yıl boyunca onlarca çocuğu takip eden bir araştırmacı, bebeklerin beyinlerinin emekleme döneminde yapılanma şekli ile bebeklerin küçük bir yaşta dil öğrenme kabiliyeti arasındaki bağlantıya ve içinde bulunulan çevrenin beyin ile dil gelişiminde ne dereceye kadar rol oynadığına yönelik şimdiye kadarki en yakın bakışı atmış.

Developmental Cognitive Neuroscience bülteninde yayımlanan bir makalede tarif edilen yeni araştırma, beyindeki örgütsel güzergâhların, bir bebeğin dil öğrenme kabiliyetlerinde hayatın ilk yılında temel oluşturabileceğini gösteriyor. Beyaz madde olarak bilinen bu güzergâhlar, beyin dokusunu meydana getiren milyarlarca nöron (bkz: gri madde) arasında bağlantı görevi görüyor. Bu durum, sinyal alışverişine ve gerçekleştirme ihtiyacı duyduğumuz farklı faaliyet ve işlevlerin tamamının yanısıra bizi ayakta tutan biyolojik süreçlerin tümüne olanak sağlıyor. Son bulgular, beyaz maddenin hayatın ilk iki yılında en hızlı şekilde geliştiğini akla getiriyor.

Bulgulara göre, beyaz madde organizasyonuna yönelik daha yüksek işaretlerle doğan çocuklar beş yıl sonra daha iyi dil becerileri sergiliyor. Bu durum, iletişim becerilerinin önceden yatkınlık sergileyen beyin yapısına kuvvetli şekilde bağlı olabileceğini akla getiriyor. Fakat araştırmacılar bunun, çok karmaşık bir bulmacanın sadece ilk parçası olduğunu söylüyorlar.

Konuşma, dil ve duyma bilimleri profesörü olan Jennifer Zuk, “Belki de bebeklik döneminde beyaz maddede gözlemlediğimiz bireysel farklılıklar, bir çocuğun genetiği ve içinde yaşadığı çevrenin bileşimiyle şekilleniyor olabilir” diyor. “Fakat hangi belli unsurların, çocuklara erken dönemde daha etkili beyaz madde organizasyonu sağladığını düşünmek de ilgi çekici bir konu.”

Bulgular, dile yönelik bir temelin bebeklikte kurulduğunu gösterse de; Zuk, “Devam eden deneyimler ve (dile yönelik) maruziyetler, sonrasında bu temelin üzerine eklenerek bir çocuktaki nihai sonuçları destekliyor” diyor. Zuk, çocuğun ilk yılında dile daha fazla maruz kalma olasılığı bulunduğunu ve bunun, çocuğu uzun vadede başarıya hazırlamak için gerçek bir fırsat olduğunu söylüyor.

 

 

 

 

Yazar: Jessica Colarossi/Boston Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz