Yeni bir umut.
Kanser birçok farklı şekilde gelir ve teşhis edilmiş hastaların, kendilerinde bulunan özel kanser şekline karşı etkili olan bir tedaviden önce birden çok tedavi türüne devam etmeleri alışılmadık bir şey değil.
Eğer doktorların doğru tedaviyi bulması çok uzun sürerse, sonuçlar ölümcül olabilir.
Kanserin şiddeti, her kesimden doktor ve bilim insanını muhtemel bir çözüm araştırmaya teşvik etti. Bunların arasında, doğal görünenler ve bazen alışılmadık görünebilenler de var.
Araştırmacılar şimdi, özel olarak virüsleri ve bakterileri hedef alan aşıları ele alıyorlar ve hastanın belirli kanser hücrelerini sıfırlamak için onları yeniden işliyorlar.
Boston’daki Dana-Farber Kanser Enstitüsü‘nden Catherine Wu‘nun önderlik ettiği doktor ve bilim insanları, yeni kanser terapilerinin sonuçlarını Washington DC’de Amerika Kanser Araştırması Birliği‘ne (AACR) sundu.
Takımın kişiselleştirilmiş aşısı, deri kanserine sahip 12 hastada erken tekrarlamayı önledi ve ayrıca bir kanser ilacı ile birleştirildiği zaman hastanın bağışıklığını artırdı.
İlk kanser aşıları, hastalar arasında hazır ve nazır bulunan tekil bir kanser proteinini hedef alsa da, bu kişiselleştirilmiş aşılar, bireysel hastanın tümörüne özgü şekilde mutasyon geçirmiş proteinler olan neoantikorlar içeriyor.
Bu neoantikorlar, bir hastanın tümör genomu sıralandığı zaman belirlenerek, doktorlara eşsiz mutasyonları saptamak için ihtiyaç duydukları bilgiyi sağlıyor.
Bir hastanın bağışıklık sistemine bir tümör antikor dozu sağlandığında, hastanın T hücrelerini kanser hücrelerine saldırmaları için faaliyete geçirebiliyor.
Wu’nun takımı, kanser büyümesini durdurma konusunda kesin kanıt üretmemiş olan önceki kanser aşısı girişimlerinden farklı olarak, her bir hastanın kanserine karşı kişisel aşıları çok daha özgü şekilde yaptılar ve hasta başına yaklaşık 20 antikoru hedef aldılar.
Aşılar, hastaların derisinin altına beş aylık bir süre boyunca enjekte edildi ve hiçbir yan etki göstermeyip, güçlü bir T hücresi tepkisi gösterdiler.
Wu’nun kişisel aşı uygulanmış olan hastalarının hepsi, deneyin üzerinden 2.5 yıldan fazla süre geçtikten sonra hâlâ kansersiz.
Yine de, ilerlemiş kanser türlerine sahip bazı hastaların da hastalıklarını defetmek için biraz fazladan vuruş gücüne ihtiyaçları oldu.
Wu’nun nüksetme gösteren iki hastasına, kişiselleştirilmiş aşılarına ek olarak bir bağışıklık terapisi ilacı olan PD-1 kontrol noktası durdurucusu uygulandı.
İlaç, aşıdan kaynaklanan gelişmiş T hücresi tepkisi ile beraber çalışarak, tümörün bağışıklık hücrelerinden kaçmasını zorlaştırdı. İki terapinin birleşmesi, her iki hastada da yeni tümörleri yok etti.
Fakat henüz çok fazla heyecanlanamayız. Bu sonuçlar umut vadetse de, terapiler nispeten yeni durumda ve çok daha fazla klinik deneme yapılması gerekiyor.
Dünya çapındaki pek çok hekim, aşının sürdürülebilir bir zaman dönemi boyunca mevcut bağışıklık terapisi ilaçlarından daha iyi çalışıp çalışmadığını doğrulamak amacıyla, neoantikorların gücünü sınamak için beraber çalışıyorlar.
Kişiselleştirilmiş aşıları üretmek masraflı ve aylar sürüyor. Bu durum, ilerleyen kanserlere sahip hastalara bakım sağlama konusunda sınırlayıcı bir etken.
Yine de bu çalışma, kanserle savaşmak amacıyla bağışıklık sistemini kullanmakla ilgilenen pek çok kanser uzmanı için ümit verici bir işaret.
Sadece ABD’de her sene bir milyondan fazla yeni hastaya kanser teşhisi konuyor ve kanserin tedavi edilebilir olduğu durumlarda bile, mevcut kemoterapi etmenleri çok zehirli olabiliyor.
Eğer bu kişiselleştirilmiş aşının güvenli ve etkili olduğu kanıtlanırsa, dünya çapındaki hastalara daha az yan etki ile güçlü tedavi konusunda umut verebilir.
Futurism