İnsanlar Sürücüsüz Araçların Kontrolünü Almakta Bocalayabilirler

0

Biz sırtımızı yaslayıp kendimize zaman ayırırken bizi bir yerden diğerine götüren tam otomatik robotlardan önce, bir süre sorumluluğu paylaşmamız gerekecek. Tesla Otopilot ve diğer gelişmiş sistemler, sürücülerin tehlikeli bir durumda müdahale edip direksiyonu ele almalarını gerektiriyor.

Bu transfer, insan-makine etkileşimi tasarımcılarının uzun saatler boyunca üzerinde çalıştığı bir bulmaca. Science Robotics’in açılış sayısındaki araştırma, yoldaki yeni bir tümseğin altını çiziyor; insanlar sürücüsüz araçların kontrolünü sorunsuzca almayı başaramayabilir.

Araştırma, Stanford Üniversitesi’ndeki 22 sürücüden oluşan bir grupta 15 saniyelik şerit değiştirmeyi de içeren bir kursta yapıldı. Kurs başlangıcında araba kendi kendini çalıştırıyor, daha sonra, şerit değişimi için kontrolü sürücü alıyor.

Araştırmada test edilmek istenen, insan sürücülerin hız esnasında kontrolü ne kadar iyi alabildikleriydi. Stanford Üniversitesi’nin tasarımı olan test aracı, araştırmacılara taklit anahtar taktiğiyle arabanın direksiyon hakimiyetini ölçmeye fırsat tanıyor.

Sürücünün elleri direksiyonda olmadığında, araştırmacılar arabanın yüksek hızdaki manevra kabiliyetini değiştirdiler. Araba ne kadar hızlı giderse direksiyon hassasiyeti o kadar artıyor, yani şerit değişimi yapmak istediğinizde direksiyonu sıkışık bir trafikte komşu şeride geçmek için çevirdiğinizden daha az çevirmeniz gerekiyor.

Direksiyon hassaslaşınca, sürücüler bu duruma pek alışamadı. Yardımcı Lene Harbott “Daha fazla direksiyon salınımı yapmaya meyilli oluyorlar. İlk büyük manevrayı kaçırıp, şerit değiştirebilmek için durumu düzeltmek zorunda kalıyorlar.” diye açıklıyor.

Yardımcı ve nörolog Ilana Nisky (şu anda Negev, İsrail’deki Ben Gurion Üniversitesi’nde), bu kopukluk dolaylı ve dolaysız öğrenimin bir örneğidir. Deneyim olmadan bilinçlilik, hataları telafi etmeye yetmiyor. Zamanla sürücüler yeni, daha hassas direksiyona alışıyorlar, ama esas koşullarda zorlanıyorlar. “Arabanın tepkilerindeki yaradılış sunumunu değiştiriyorlar.” diyor.

Bu çalışmada, dikiz aynası sürücüler için yeterince uzun değildi. Fakat sonuçlar, insan sürücülerin üzerinde daha geniş koşulları kapsayan araştırmalar yapılması gerektiğini gösteriyor.

Aslında bu sonuçlar, otonom sürüş disiplinlerini kapsayan  geniş çaplı bir araştırma yapılmasına teşvik edebilir. Araştırmacılar, sürücülerin araba içindeki aktivitelerini (örneğin, yolcuyla mı konuşuyorlar yoksa dikkatleri yolda mı?), ve değişim nasıl yaptıklarını hesaplayabilirler. Nörologlar, sürücülerin transfer sırasındaki beyin aktivitelerinin haritasını çıkarmak isteyebilir. Ve insan-makine etkileşim uzmanları, arabanın kontrol sinyalini tasarlarken bulguları hesaba katabilir.

Harbott, “Bu çalışma, insan sürücülerin araç içindeki değişimlere nasıl tepki verdikleri üzerine. Belki uzmanlar, bizim çalışmamızı araba güvenliğini bir adım öteye götürmek için kullanırlar.” diyor.


Çeviren: Çağla Sözer

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz