İnternet Temel İnsan Hakkı Olmazsa Eşitsizlik Daha da Artabilir

0
Fotoğraf: Leon Seibert/Unsplash

Dünya çapındaki insanlar eğitim, sağlık hizmetleri, iş ve konaklama gibi sosyoekonomik insan hakları için internete o kadar bağımlı hale geldi ki, yeni bir çalışmaya göre internet erişimi artık temel insan haklarından sayılmalı.

İnternet erişimi, özellikle gelişmekte olan ülkelerde eğitim görme, sağlıklı kalma, kalacak yer bulma ve iş güvencesine erişme bakımından insanlar arasındaki farkı oluşturabilir.

İnsanlar sosyal güvenlik sistemlerine erişme veya kalacak yer bulma gibi fırsatlara internet dışından erişse dahi, internet erişimi olanlara göre dezavantajlı durumdalar.

Birmingham Üniversitesinde çalışan küresel etik değerler okutmanı Dr. Merten Reglitz, geçtiğimiz hafta Politics, Philosophy & Economics bülteninde yayımlanan çalışmasında internetin tek başına bir insan hakkı olması gerektiğini öne sürüyor. Buna gerekçe olarak ise internetin birtakım sosyoekonomik insan hakkı yönünden pratik bir gereklilik olmasını gösteriyor.

Bilim insanı, kamu kuruluşlarını parası yetmeyen kişilere ücretsiz internet erişimi sağlamaya, bütün vatandaşlar için temel dijital beceriler konusunda eğitim sunmaya ve internet erişimini devletler ile özel şirketlerin keyfi müdahalesinden korumaya çağırıyor.

Dr. Reglitz şöyle belirtiyor: “İnternet, sosyoekonomik insan haklarının birçoğunu yerine getirmede eşsiz ve temel bir değere haiz; kullanıcıların iş başvurusu yapmalarına, sağlık uzmanlarına tıbbi bilgi göndermelerine, finansal ve ticari işlerini yönetmelerine, sosyal güvenlikte hak talebinde bulunmalarına ve eğitimle alakalı değerlendirme sunmalarına olanak sağlıyor.

İnternetin bu yapısı, insanlığın bir bütün olarak ilerlemesine katkı sağlayabilecek karşılıklı bilgi alışverişine imkan sunuyor; bu potansiyelin korunması ve internete erişimin insan hakkı olarak ilan edilmesiyle birlikte fiiliyata geçirilmesi gerekiyor.”

Çalışmada, gelişmiş ülkelerde internet erişiminin sosyoekonomik insan haklarının uygulanması için zorunluluk teşkil ettiği birkaç alan özetleniyor:

Eğitim: İnterneti bulunmayan hanelerde yaşayan öğrenciler, internette yer alan öğrenmeye yardımcı içeriklere ve çalışma materyallerine erişemediklerinden okulda iyi bir eğitim görme yönünden dezavantajlı durumdalar.

Sağlık: Ücra topluluklarda yaşayanlar için sağlık hizmetlerinin bizzat sağlanması kolay olmayabilir. İnternetten verilen sağlık hizmetleri bu boşluğu doldurmaya yardımcı olabilir.

Barınma: Gelişmiş pek çok ülkede, kiralık daire piyasasının önemli bölümleri internete taşınmış durumda.

Sosyal Güvenlik: Günümüzde bu kamu hizmetlerine erişmek, internet erişimi olmadığında manasız ölçüde zorlaşıyor.

İş: İnternette gittikçe daha fazla gerçek zamanlı iş ilanı veriliyor ve insanların, çalışma haklarını etkin biçimde kullanmak için kendileriyle alakalı internet sitelerine erişmesi gerekiyor.

Dr. Reglitz araştırmasında, gelişmekte olan ülkelerde insan erişimi bulunmayan kişilerin de benzer sorunlarla karşılaştığını vurguluyor; örneğin Sahra altı Afrika’da yaşları 6 ila 11 arasında değişen çocukların yüzde 20’si okula gitmiyor. Birçok çocuk okula gitmek için uzun mesafeler kat ederken, yetersiz sayıda öğretmenin çalıştığı bu dökülen ve sağlıksız okullarda sınıf boyutları da hep çok büyük oluyor.

Fakat çevrimiçi eğitim araçları önemli bir farklılık yaratabilir ve okullardan uzakta yaşayan çocukların eğitimlerini tamamlamasına olanak sağlayabilir. Öğretim materyallerine dijital olarak ulaşılabildiği ve öğrencilerin kitaplarını paylaşmak zorunda kalmadığı zaman daha fazla öğrenciye daha etkin şekilde eğitim verilebilir.

Gelişmekte olan ülkelerdeki insanlar için internet erişimi, yeterli miktarda sağlık hizmeti almak ve hiç hizmet alamamak arasındaki farkı meydana getirebilir. Dijital sağlık araçları hastalıkların teşhis edilmesine yardımcı olabilir; örneğin Kenya’da akıllı telefona dayalı Taşınabilir Göz Muayene Kiti, insanların görme yetilerini test ederek kimin tedavi ihtiyacı olduğunu belirlemede kullanılmış; özellikle de sağlık çalışanlarının yeterince hizmet sunamadığı uzak bölgelerde.

Gelişmekte olan ülkelerdeki insanlar sık sık fiziksel bir işyeri eksikliğiyle karşılaşıyor. İnternet erişimi ise finansal kapsamayı mümkün kılıyor. Küçük işletmeler de çevrimiçi fon toplama platformları üzerinden para kazanabilir; Dünya Bankası, Afrika’da toplanan bu gibi meblağların 2015 yılında 32 milyon dolardan 2025 yılından 2,5 milyar dolara yükselmesini bekliyor.

 

Kaynak: Birmingham Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz