Bu şey ciddileşiyor.
İlk önce, bir köpeğin omuriliğini kesip ardından yeniden bağladığını söyledi. Bir yıldan kısa bir süre sonra, iki kafalı bir miktar kemirgeni nasıl oluşturduğunu detaylı şekilde anlatan bir tez yayınladı.
Şimdi İtalyan sinircerrahı Sergio Canavero, bir grup farenin omuriliğini kesip ardından basitçe “yapıştırıcı” olarak adlandırdığı özel bir çözelti kullanarak yapıştırdığını iddia ediyor.
Canavero’nun iddiasına göre, bu deneylerin her biri, alandaki pek çok uzmanın saçma ve tuhaf olarak adlandırdığı bir işlem olan dünyanın ilk kafa naklini tamamlama hedefine doğru atılan küçük adımlar.
Canavero, çok sayıda etik ve bilimsel engele rağmen yaptığı hayvan deneyleriyle tam gaz gidiyor görünüyor.
Canavero, 2 gün önce yayınlanan bir tezde, kendisinin ve cerrahlardan oluşan bir takımın polietilen glikol (PEG) adı verilen bir tür plastik kullanarak bir grup farenin omur iliklerini ayırıp ardından nasıl yeniden bağladıklarını detaylı şekilde anlatıyor.
Canavero daha önce yaptığı bir TED konuşmasında PEG’in, gelecekte yapılacak başarılı bir kafa naklinin anahtarı olabilecek “özel bir biyolojik yapıştırıcı” olduğunu söylemişti.
Canavero, Newsweek’a konuşarak bu son deneyin ileriye doğru gerçekleşen bir sıçrama olduğunu söyledi.
“Eleştirenler, enlemesine kesilen omuriliğin geri getirilemez olduğunu ve bu yüzden insanda kafa naklinin imkansız olduğunu söylüyor,” diyor. “Taramalar, omuriliğin yeniden inşa edildiğini gösteriyor.
Cerrahlar ilk olarak 1930’lar ile 1940’larda yürütülen bir dizi deneyde PEG kullanmışlardı ve köpeklerin omuriliklerini kaynaştırmayı deneyerek, onlara iki adet kafa sağlamışlardı.
Aslında Canavero’nun Nisan ayında yaptığını iddia ettiği şey bu. Kendisi o zaman bir farenin kafasını bir sıçanın vücuduna ekleme sürecini anlatmıştı. Bu işlemiş diğer birkaç hayvanda tekrarlayarak, ortalama olarak 36 saat yaşayan bir dizi iki kafalı sıçan oluşturmuştu.
Canavero, fareler üzerindeki son deneye hazırlık için, bir köpek üzerinde “kavram kanıtlama” işlemi olarak adlandırdığı bir işlem uyguladı. Hayvanın omuriliğini kesti ve sonra yeniden bağladı; bu, işlemi insanlarda uygulama konusundaki en büyük engellerden birisi.
Ancak, köpeğin ne kadar süre yaşadığı üzerine detay vermedi.
Canavero, en son yaptığı çalışmada farelerin omuriliklerini kesip ardından kanamayı durdurmak için yaraya maden tuzu uyguladığını anlatıyor.
Sonra, PEG uygulanan farelerden dokuz tanesinin yarası kapanmış. Altı fareye sadece maden tuzu uygulanmış. Her iki gruba da işlemden sonra 72 saat boyunca antibiyotik verilmiş.
Canavero, tezde PEG verilen kemirgenlerin motor işlevlerinin düzeldiğini ve 28 gün sonra yürümeye başlayabildiklerini yazıyor. Bununla beraber, bir tanesi hariç (o daha erken ölmüş) bütün kemirgenler sadece bir ay yaşamış.
Fakat, yaptığı deneylerde hayvanları canlı tutmak Canavero’nun hedefi değil. Kendisi bunun yerine, her bir deneyin onu insanlarda başarılı bir şekilde tamamlanacak kafa nakline bir adım daha yaklaştırdığı anlamına geldiğini söylüyor.
Çoğunlukla, spinal kas atrofisi gibi ölümcül hastalıklara sahip insanların hayatlarını kurtarmak gibi yüce hedeflere sahip birkaç bilim insanı, bu fikri araştırıyordu. Fakat uzmanlar, şüpheli olmak için pek çok sebebin bulunduğunu söylüyor.
Case Western Reverse Üniversitesi’nde sinirbilimci olan Jerry Silver, Canavero’nun köpek tezi hakkında geçen sene New Scientist dergisine “Bu tezler, insanlardaki ilerlemeyi desteklemiyor,” demişti.
İşte, başarılı bir kafa naklinin karşı karşıya kalacağı beş büyük engel.
1. Ayrılan başı canlı tutmak
Herhangi bir nakilde, bağış organının (bir bağışçının vücudundan alınmış olan), alıcının vücuduna yerleştirilene kadar canlı tutulması gerekiyor.
Bir organ bir vücuttan çıkarılır çıkarılmaz, ölmeye başlıyor. Bu yüzden doktorlar, organın hücrelerinin canlı kalmak için ihtiyaç duyduğu enerji miktarını azaltmak amacıyla organı soğutuyorlar.
Soğuk bir tuzlu su (maden tuzlu ilaç) çözeltisi kullanarak, böbrekleri 48 saat boyunca, karaciğerleri 24 saat boyunca ve kalpleri 5 ila 10 saate kadar koruyabiliyorlar.
Fakat bir kafa, vücudun en karmaşık bölümlerinden birisidir. Beyninize, gözlerinize, kulaklarınıza, burnunuza ve ağzınıza ev sahipliği yapmasına ek olarak, iki tane bez sistemini de barındırır: vücut boyunca dolaşan hormonları kontrol eden hipofiz ve salya üreten tükürük bezi.
100 yıldan fazla süredir yapılan rahatsız edici hayvan araştırmaları, baş kesme anında kafadaki kan basıncının çarpıcı şekilde düştüğünü gösterdi.
Bunun sonucunda gerçekleşen kan ve oksijen kaybı, beyni komaya sokuyor ve bunu biraz sonra ölüm takip ediyor.
Canavero ve takımı, Nisan ayında farelerde uyguladıkları işlemde, kafayı alan kemirgen, onu bağışlayan kemirgen ve üçüncü bir kemirgen arasında devamlı bir kan tedariği akışı sağlayarak bu sorunu ele aldıklarını iddia ediyor.
2. Bağışıklık sistemi
Her nakil işleminden sonra yaşanan büyük bir sorun da, hastanın vücudundan gelen tepki. Genelde birisi bir organ aldığı zaman, o kişinin bağışıklık sistemi organın hücreleri üzerinde antijen olarak adlandırılan maddeleri hızlı bir şekilde tespit eder; ve bunların konağın vücudunda bulunan antijenler ile uyuşmadığını bilir.
Bağışıklık sistemi, yabancı bir işgalci algılayarak topyekün bir saldırı ile cevap verebilir. Bu yüzden neredeyse bütün nakil hastaları, işlemlerinden sonra bağışıklık baskılayan ilaçlar alırlar.
Kafanın çok karmaşık olması ve çok fazla organ içermesi sebebiyle, uzmanlar reddetme tehlikesinin çok daha yüksek olduğunu söylüyorlar.
3. Hız
1970’lerde maymunlar ile yapılan bir deneyde, sinircerrahı Robert White bir kafa naklinin başarılı olması için, hayvanlarda geri döndürülemez hasarlardan kaçınmak amacıyla bunun bir saatten kısa bir süre içinde yapılması gerektiğini öne sürmüştü.
Canavero, her iki kafayı da aynı zamanda çıkararak ve iki vücudu da tam kalp durması halinde tutarak, insanlardaki naklin verimini en yükseğe çıkarmayı hedeflediğini belirtti.
4. Omurilikleri kaynaştırmak
Bir kafanın yeni bir vücut ile iletişim kurması ve onu kontrol etmesi için, omurilik ve beynin sorunsuz bir şekilde bağlanmış olması gerekli.
Canavero’nun planı, bu amaçla hastayı bir aya kadar komaya yatırarak omuriliklerin kaynaşmasına olanak sağlamayı kapsayacak. Diğer türlü, (kendi deyimiyle) omuriliği oluşturan “spagetti”, eğri büğrü veya bükülmüş hale gelebilir.
Davis’teki California Üniversitesi’nde bir sinircerrahı profesörü olan Harry Goldsmith, Popular Science dergisine tıbbi olarak meydana gelen komaların genelde enfeksiyon, kan pıhtılaşması ve beyin faaliyeti azalması ile sonuçlandığından, böylesi uzun bir komanın muhtemel bir sorun olduğunu söylüyor.
5. Hayvan deneyleri
Kafa naklinin insanlardaki deneyler için düşünülmesinden önce, tüm bu sorunların hayvan testlerinde ele alınması gerekiyor. Ayrıca bu gibi deneyler onaylanma konusunda pek çok engel ile karşılaşacak (en azından ABD’de) çünkü çok fazla zulüm gerektiriyorlar.
Yine de Canavero ve takımının, işlemlerin yasal olduğu diğer ülkelerde ilerliyor oldukları görülüyor. Kendisi, en son fare deneyini gelecek aylarda köpeklerde tekrarlamayı planladığını söyledi.
Business Insider