Klima Olmadan Serinlemenin Yolları

0
Bazı temel ipuçları: Perdeyi kapatın ve birkaç bitki alın. Ancak, çok fazla da değil. Katya Austin/Unsplash

Elektrik faturası sizi terletmeden serinleyin.

Klimalar ile yazı atlatmak çok daha kolay. Aslında bu cihazlar, halk sağlığı için önemli bir araç niteliğinde. Fakat klima çalıştırmak elektrik faturanızı da artırıyor, enerji santrallerini daha fazla fosil yakıt yakmaya zorlayıp kirliliği yükseltiyor ve sıcak akşamları daha da sıcak hale getiriyor.

Eğer ekolojik yönden duyarlıysanız, evinize yenilenebilir enerji kaynağı kurmayı veya yenilenebilir kaynaklardan enerji satın almayı düşünebilirsiniz. Fakat ister çevreyi önemseyin, ister sadece ay sonundaki o dev faturadan korkun; basit çözümlerden biri de klimayı az kullanmak.

Ev dışındayken, vücut sıcaklığınızı kontrol altına alın ve bol su için. İçerideyken ise klimayı açmadan önce sıcaklığı düşürmek için yapabileceğiniz bir sürü şey var.

Isı ve nem

Klima kullanmadığınızda, iki unsuru göz önünde bulundurmanız gerekir: Genel sıcaklığı ve nem miktarını. Sıcak bir günde terlemek, vücudunuzu çekirdek sıcaklığına döndürmede şaşırtıcı ölçüde etkili bir yöntemdir. Cildinizdeki su damlacıkları sıvıdan gaz haline geçerken, buharlaşma sayesinde vücudunuzdaki sıcaklığı alır ve cildinizin altındaki kanı serinletir. Serinleyen kan, vücudunuzun merkezine geri gider ve genel sıcaklığınızı düşürür.

Fakat havadaki nem, bu işlemi geciktirir. Meteorolojik ifadeyle nem, atmosferin taşıyabileceği su buharı miktarıdır. Ne kadar nem olursa, terinizin buharlaşması için o kadar az boş yer olur. Üstelik vücudunuzun doğal serinleme sistemi olmadığında, her şey daha sıcakmış gibi gelir. (Unutmayın diye söyleyelim; nemin sıcak aylarda yüksek olması daha muhtemeldir çünkü sıcaklıklar en yüksek basamağa ulaşır. O sebeple teriniz, bu zamanlarda en az etkiyi gösterir.)

Yani bu durum şu anlama geliyor: Serin kalmak, cildinizden mümkün olduğu kadar fazla terin buharlaşmasına bağlı. Bunu için de vücudunuzu nispeten kuru havaya maruz bırakmanız gerekiyor. Evinizin düzeni, bunu yapmanıza yardımcı olabilir.

Mimariden faydalanın

İçinde bulunduğumuz ortamı serinletmek, çoğunlukla konveksiyonla (ısıyayma) ilgilidir; yani sıcak havanın yükselme eğilimiyle. Bir odayı soğutmanın en iyi yolu, ısıyı yukarı çekip dışarı çıkarmaktır. Uygun havalandırma, aynı zamanda nemi de kontrol eder ve bu sayede o can sıkıcı, yapış yapış his de uçup gidebilir.

Öncelikle evinizin planına bakın. Sıcak yazlar, inşaatçılar için yeni bir sorun değil. Eski evlerin tasarımında ise faydalanabileceğiniz özellikler olabilir.

Örneğin bir oda genişliğinde olan ve geriye doğru uzanan “tüfek” evler; tel kapılar ve açık pencereler yoluyla çapraz esintiler meydana getirir. Çapraz bir esinti, sıcak havayı dışarı itmeye ve evin sizi daha rahat hissettirmesine yardımcı olur. Bu esintileri elektrikli fanlar ile de çoğaltabilirsiniz (buna daha sonra geleceğiz).

Yapıyı kaplayan geniş sundurmalara sahip evlerde de sıcaklıklar düşük olur. Bunun sebebi, bahsedilen dış yapının doğrudan gelen güneş ışığını çekmesi ve içteki odaların aşırı ısınmasını önlemesidir.

Bazı durumlarda, serinletme özellikleri kapatılmış olabilir. Örneğin kubbeli yapılar, esasında sıcak havaya alan sunarak evden çıkmasını sağlamak üzere tasarlanmıştır. Fakat inşaatçılar eski evlere merkezi havalandırma sistemi kurduklarında, bu bacaları tavan arasına dönüştürmüş olabilirler. Eğer tavan arasındaki kapanmış hava deliklerini veya boşlukları açarsanız, hava dolaşımının daha iyi olduğunu fark edebilir ve keyfini çıkarabilirsiniz.

Güneş ışığını dışarıda tutun

Evinizdeki sıcaklığın büyük bir kısmı güneş ışığıyla gelir. Bu ışınları, odalara tek tek karartma perdesi veya gölgelik takarak kontrol etmeniz gerekir. Eğer hâlâ güneş ışığı istiyorsanız, güneşe doğrudan bakmayan pencerelerin perdelerini açın. Bu sayede güneş ışığı doğrudan gelmez.

Perdelerin dışa bakan tarafındaki renk de önemli. Renkleri, belirli dalga boyundaki ışığın bir nesneye çarpıp sekmesiyle görüyoruz. Isı da kızılötesi ışık gibi yayıldığından; kırmızı, turuncu ve sarı gibi “sıcak” renkler ısıyı en fazla saptırırlar.

Tabii herkes bir vampir gibi yaşamayı sevmez. Eğer daha fazla doğrudan ışık gerekiyorsa, perde yerine güneş perdeleri veya cam filmleri kullanmayı düşünebilirsiniz. Bu müdahaleler yardımıyla belirli dalga boylarındaki ışınım engellenerek, diğerlerinin içeri girmesi sağlanabilir.

Eğer bitkilerden anlayan biriyseniz (ve bazen böyle olmasanız bile), bir başka faydalı yöntem de ev bitkileridir. Belirli bitki tipleri (kaktüs, aloe ve sukulent gibi çöl bitkileri, ananasgiller gibi “hava bitkileri” ve sık sulama gerektirmeyen herhangi bir yeşillik), suyu etraftaki havadan alır. Eğer onları pencerede veya pencere çiçekliğinde yetiştirirseniz, güneş ışığının bir kısmını engellerken nemin de birazını çekeceklerdir. Fakat bütün bitkiler sıcak ve nemli koşullarda büyümez. Bu yüzden, en uygun bitkileri bulmak için civardaki bir fidancıya danışın.

Pervaneleri yerleştirin

Fanlar, havayı kendi başlarına soğutmaz. Bunun yerine, havayı harekete geçirirler ve bu sayede vücudunuzun buharlaşan terini dağıtmaya yardımcı olurlar. Bu yüzden onları, hava akışını en yükseğe çıkarmak üzere yerleştirmeniz gerekir.

İşe başlarken, pencerelere (eğer açıksalar) elektrikli vantilatör yerleştirin. Üfleyicileri mümkün olan en yüksek yere koymaya çalışın (en iyisi, pencerenin üst çerçevesine). Odadaki sıcak havayı dışarı çıkarmaları için dışa doğru bakmaları gerek. Eviniz iki katlıysa, fanları üst katın pencerelerinde yoğunlaştırın (veya en azından o pencerelerin üst kanatlarını alçaltın) ki bu sayede, konveksiyonun sıcak havayı yukarı çekip dışarı çıkarmasına yardımcı olsunlar.

Tavan pervaneleri de faydalı olabilir. Eğer evinizde varsa, bunların saat yönünün tersine doğru döndüğünden emin olun. Bu şekilde, sıcak havayı tavana doğru çekerler.

Fanlar, konveksiyonu artırmaya ilaveten çapraz bir esinti de meydana getirebilir. Bu hava akışlarının arasında kendinizi daha rahat hissedersiniz. Çapraz akışı sadece iki boyutlu düşünmeyin. Kapıdaki bir pervane havayı hareket ettirecek, penceredeki diğer pervane de aynısını yapacaktır. Fakat bunları stratejik şekilde ayarlarsanız, kapı fanı soğuk havayı size doğru üflerken, pencere fanı sıcak havayı dışarı çeker.

Biraz zaman ayırarak, evinizde bir “fan ağı” tasarlayın. Bu sayede hava odadan odaya hareket eder ve daimi bir akış sağlanır.

Nemi kontrol edin

İşler fena halde yaş gibiyse, bir kaç tane nem gidericiyle odayı çok daha rahat bir hale getirebilirsiniz. Bu iş için kullanabileceğiniz tek makine, bir nem giderici. Duvara monte klimalar da nemi alabilir fakat bilim şu an onlara karşı işliyor.

Havadan nemi çekmek için nemi yoğuşma noktasına indirgemelisiniz; yani, suyun gazdan sıvıya dönüştüğü sıcaklığa. Klimanın arkasındaki yoğunlaştırıcılar, aslında yoğuşma noktasının altına inebilir. Eğer bir klimadan su damladığını görürseniz, tam da böyle bir şey oluyordur. Fakat bu yoğuşma noktası, sabit bir rakama tekabül etmiyor.

Pratik olarak; nem ne kadar yüksekse, yoğuşma noktası da dış mekandaki sıcaklığa o kadar yakındır. Örneğin 27 derece Celsius ve yüzde 75 nemde, yoğuşma noktası 22 derecedir. Fakat yüzde 52 nemde 15 derecedir. Eğer pencere üniteniz odayı o noktaya kadar soğutabilirse üşürsünüz.

Bu yüzden hava olağanüstü derecede sıcak, olağanüstü derecede nemli değilse veya cidden talihsizseniz ve her iki durum da geçerliyse; havadaki sıcaklığı ve rutubeti çekmek için duvar ünitesine bel bağlamayın.

Evdeki cihazları kapatın

Çok sıcak bir günde, evinizdeki ısı kaynaklarını sınırlandırmanız gerekir. Mutfakta fırın çalıştırmaktan kaçının ve yemekleri, o kadar yüksek sıcaklık oluşturmayan düdüklü tencere veya mikrodalga gibi farklı aletlerde pişirmeye çalışın. Ya da salata gibi pişmemiş yiyecekler tercih edin.

Pişirmenin dışında, diğer ev aletleri de gereksiz ısı oluşturabilir. Örneğin bulaşık makinenizi çalıştırmak yerine, bulaşıklarınızı elde yıkamalısınız. Banyoda, saç kurutucu ve diğer sıcak saç bakım uygulamalarını kullanmayın; en azından yaz mevsiminde…

Klima kullanımını zamanlayın

Bu yöntemler, evi merkezi bir havalandırma sistemi ya da iyi yerleştirilmiş birkaç klima kadar fazla serinletmeyecek fakat evinizi daha rahat hale getireceklerdir. Ayrıca, bu sistemleri klimayla birlikte de kullanabilirsiniz: Evinizin sıcaklığını düşürebilirler ve bu yüzden klimanızı zorladığınız zamanlarda onu daha az kullanabilir, ayrıca daha fazla enerji tasarrufu yapabilirsiniz.

Nihayet klimayı açtığınızda, onu verimli şekilde kullanmayı unutmayın. O soğuk ürpertiyi ziyan etmek istemezsiniz; bu yüzden pencerelerinizde sızıntı olup olmadığını kontrol edin. Sızıntı varsa hava bandıyla kapatabilirsiniz. Eğer evinizde garaj veya örtülü geçit varsa, doğrudan dışarıya bir kapı açarak serin havanın kaçmasına olanak sağlamak yerine, evinize girip çıkarken bu yerleri kullanmaya çalışın.

Tıpkı sıcak havanın yükselmesi gibi soğuk hava da alçalır ve bu eğilimi kontrol etmeniz gerekir. Örneğin klima bulunan bir odada, soğuk havanın kaçmasını önlemek için havalandırma deliklerini kapatın. İklimin önemli olmadığı odalarda da enerji israfından kaçınmalısınız. Bu yüzden, klima çalışırken kullanılmayan yatak odası ve gardrop gibi yerlerin kapısını kapatın.

Klimalarla birlikte enerji tasarruf ayarlı cihazlar da kullanmalısınız. Bunların bazıları, hava belli bir sıcaklığa ulaşınca kendiliğinden kapanır. Diğerlerinde ise ayarlama yapabileceğiniz zamanlayıcılar vardır ve bu sayede klimalar, evi belli bir sıcaklıkta tutacak veya kimse evde olmadığında tamamen kapanacaklardır.

Eğer merkezi bir hava sisteminiz varsa, Nest gibi akıllı bir termostat kullanarak ona yardımcı olabilirsiniz. Bu cihazlar, klima kullanım alışkanlıklarınızı zamanla öğrenir ve hava akışını düzenleyerek enerji tasarrufu sağlayabilirler.

İster gezegeni, ister elektrik şebekesini kurtarmak ya da sadece birkaç lira tasarruf etmek isteyin; klimayı en az şekilde kullanarak fazla ısınmadan kaçınabilirsiniz.

 

Yazar: Dan Seitz/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz