Kuzey Yarımküre’deki Yazlar, 2100’den İtibaren 6 Ay Sürebilir

0
coffeekai/iStock

Yeni bir çalışmaya göre iklim değişimi hafifletilmezse, Kuzey Yarımküre’deki yaz mevsimleri 2100 yılından itibaren yaklaşık 6 ay sürebilir ve bu durum yeni normal halini alabilir. Çalışmanın yazarlarına göre bu değişim tarım, insan sağlığı ve çevre üzerinde kapsamlı etkiler meydana getirebilir.

Kuzey Yarımküre’deki dört mevsim, 1950’li yıllarda tahmin edilebilir ve oldukça eşit bir kalıp sergiliyormuş. Fakat iklim değişimi, artık mevsimlerin uzunluğu ile başlama tarihlerinde çarpıcı ve düzensiz değişimler meydana getiriyor. Bu durum gelecekte, hiçbir değişikliğin olmadığı bir senaryoda çok daha uç noktalara varabilir.

Geophysical Research Letters bülteninde yayımlanan yeni çalışmanın baş yazarı, Çin Bilimler Akademisi’nin Güney Çin Denizi Okyanusbilim Enstitüsü Tropik Okyanusbilim Laboratuvarı’nda fiziksel okyanusbilimci olan Yuping Guan şöyle söylüyor: “Küresel ısınma sebebiyle yazlar giderek daha uzun ve daha sıcak hale gelirken, kışlar ise daha kısa ve daha sıcak bir hal alıyor.” Geophysical Research Letters bülteni, Dünya ve Uzay Bilimlerini Geliştirme Kurumu’nun bütün Dünya ve uzay bilimlerini kapsayan doğrudan sonuçlara sahip ve yüksek etkili, kısa formatlı raporları yayımladığı bir bilim bülteni.

Guan, üniversite öğrencisi ve çalışmanın eş yazarı Jiamin Wang’e danışmanlık yaparken mevsimsel döngülerde meydana gelen değişimleri araştırmaya karar vermiş. “Çoğu zaman, mevsim için normal olmayan bir takım hava durumu haberleri okuyordum; mesela yalancı bahar, Mayıs karı ve benzeri gibi” diyor Guan.

Araştırmacılar 1952’den 2011’e kadarki günlük tarihsel iklim verilerini kullanarak, Kuzey Yarımküre’deki dört mevsimin uzunluğunda ve başlangıç zamanında meydana gelen değişimleri ölçmüşler. Yazın başlangıcını, söz konusu zaman aralığı sırasında en yüksek sıcaklıkların %25’inin başlangıcı şeklinde tanımlarken; kışı ise en düşük sıcaklıkların %25’inin başlangıcı olarak tanımlamışlar. Sonrasında, yerleşik iklim değişimi modellerini kullanarak mevsimlerin gelecekte nasıl değişeceğini tahmin etmişler.

Yeni çalışmada, yaz mevsiminin 1950 ile 2011 yılları arasında ortalama 78 günden 95 güne çıktığı ve kış mevsiminin 76 günden 73 güne düştüğü bulunmuş. İlkbahar ve sonbahar da sırasıyla 124 günden 115 güne ve 87 günden 82 güne gerilemiş. Buna göre ilkbahar ve yaz daha erken başlarken, sonbahar ile kış ise daha geç başlıyor. Akdeniz bölgesi ve Tibet Ovası, mevsimsel döngülerdeki en büyük değişimlere maruz kalmış.

Eğer bu gidişat, iklim değişiminin hafifletilmesi için hiçbir çaba gösterilmeden devam ederse; araştırmacılar 2100 yılı itibarıyla kış mevsiminin iki aydan az süreceğini ve geçişken ilkbahar ile sonbahar mevsimlerinin de daha fazla kısalacağını tahmin ediyorlar.

“Çok sayıda çalışmada, değişen mevsimlerin çevre ve sağlık yönünden önemli tehlikeler oluşturduğu gösterilmiş durumda” diyor Guan. Örneğin kuşlar göç kalıplarını değiştiriyor, deniz canlıları kuzeye göç ediyor ve bitkiler de farklı zamanlarda çiçek açıyor. Bu fenolojik değişimler, hayvanlar ile besin kaynakları arasında uyumsuzluklar meydana getirebiliyor ve ekolojik toplulukları altüst ediyor.

Mevsimsel değişimler, özellikle yalancı baharlar veya geç dönem kar fırtınaları tomurcuklanan bitkilere zarar verdiği zaman tarımı da mahvedebiliyor. Uzayan mevsimler ile birlikte, insanlar da alerjiye sebep olan polenleri daha fazla soluyacak. Ayrıca, hastalık taşıyan sivrisineklerin erişim alanı kuzeye doğru genişleyebilir.

Uç noktalar

Çin Meteorolojik Bilimler Akademisi’nde Şiddetli Hava Olayları Laboratuvarı ile İklim Sistemi Enstitüsü’nde muson araştırmacısı olan ve bu çalışmada yer almayan Congwen Zhu, mevsimlerde meydana gelen bu değişimlerin daha şiddetli hava olaylarıyla sonuçlanabileceğini belirtiyor.

“Daha sıcak ve daha uzun bir yaz mevsimi, ısı dalgaları ve orman yangınları gibi daha sık ve daha şiddetli yüksek sıcaklık olaylarına sebep olacak” diyor Zhu. Buna ek olarak daha sıcak ve daha kısa geçen kış mevsimleri, soğuk dalgalanmalarına ve kış fırtınalarına sebep olan istikrarsızlıklara yol açabilir; tıpkı Teksas ve İsrail’de görülen son kış fırtınaları gibi…

Kent Eyalet Üniversitesi’nde çalışan ve yeni çalışmada yer almayan iklimbilimci Scott Sheridan, “Bu araştırma, mevsimsel değişimin sonuçlarını anlamak bakımından iyi ve kapsamlı bir başlangıç noktası niteliğinde” diyor.

2 veya 5 derecelik ortalama bir sıcaklık artışını kavramsallaştırmanın zor olduğunu belirten Sheriden, “Bence bu değişimlerin mevsimlerde çarpıcı geçişlere yol açacağını fark etmek, iklim değişiminin meydana getirdiği şeyi algılama biçiminiz üzerinde çok daha büyük bir etki oluşturabilir” diyor.

 

 

 

 

Kaynak: Amerikan Jeofizik Birliği. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz