Mars, Yaşam Barındıramayacak Kadar Ufak Olabilir

0
Görünüşe göre Mars, iyi bir su tutulumu için gereken boyut sınırını karşılamıyor. Görüntü: NASA

Mars üzerine yapılan çok sayıda araştırma, her ne kadar günümüzde hiç kalmamış olsa da; kızıl gezegende bir zamanlar suların aktığını gösteriyor. Peki Mars neden göl ve su haznelerini koruyamayıp, günümüzdeki o kurak ve kayalık araziye dönüşmüş? Bu soru henüz cevabını bulmasa da, yapılan yeni araştırma durumun boyutla ilgili olabileceğini akla getiriyor.

Mars epey küçük bir gezegen. Çapı, Dünya’nın yarısından biraz daha fazla. Kütlesi ise bizimkinin sadece onda biri kadar. Ufak kütlesi sebebiyle Mars, sulu yüzeyini koruma şansını hiçbir zaman bulamamış olabilir. Yeni araştırma, Mars’ın ufak boyutu ve zayıf yer çekimi sebebiyle suyun, gezegenin ince atmosferinden daha kolay kaçıp uzaya gittiğini gösteriyor. Bulgular beş gün önce Proceedings of the National Academy of Sciences bülteninde yayımlandı.

St. Louis – Washington Üniversitesinde gezegen bilimci ve makalenin eş yazarı olan Kun Wang, yaptığı bir açıklamada “Mars’ın kaderi baştan belliymiş” diyor. “Kayalık gezegenlerin boyut gereksinimlerinde, yaşanabilirlik ve levha tektoniklerini mümkün kılacak kadar su tutmayı sağlayan muhtemel bir eşik var. Bu eşik Mars’ın kütlesini aşıyor.”

Mars’tan gelen 20 gök taşını inceleyen araştırma takımı, bu cisimlerdeki uçucu potasyum seviyelerine bakmış. Bir “izleyici” biçiminde davranabilen potasyum izotopları, suyun gezegen yüzeylerinde ne şekilde tepkimeye girmiş olabileceğini gösteriyor. İncelenen gök taşlarının yaşı, 200 milyondan 4 milyara kadar değişiklik gösteriyor. Bu farklı yaşlardaki gök taşlarının analiz edilmesi, potasyum seviyeleri ile buna vekaleten su seviyelerinin zamanla nasıl değiştiğini görmeyi sağlıyor. Araştırmacılar güneş sistemimiz oluşurken Mars’ın sahip olduğu elementleri Dünya’dan daha hızlı, uydumuzdan ise daha yavaş şekilde kaybettiğini keşfetmişler.

Wang elde edilen verilerin, söz konusu gidişatın en eski gök taşlarında bile görüldüğünü ortaya çıkardığını söylüyor. Bu durum, Mars’taki suların neredeyse aniden tükenmeye başladığına işaret ediyor. Gezegende yeterince uzun süre kalan bir miktar su ise kanyonları ve nehir yataklarını oluşturmuş. Fakat kızıl gezegenin atmosferi soğuduğundan, bu sular da muhtemelen donana kadar kalabilmişler.

Yeni bulgular, gökbilimcilerin gelecekteki yaşam arayışlarına yardımcı olabilir. Eğer gezegen boyutu su mevcudiyetini güvenilir şekilde haber verebiliyorsa, o zaman gezegen bilimciler bu sayede olasılık dışı adayları hızlı ve kolay bir şekilde eleyebilirler.

“Bir ötegezegenin boyutu, en kolay belirlenebilen ölçütlerden birisi” diyor Wang. “Boyut ve kütleye dayalı olarak, artık bir ötegezegenin yaşam konusunda aday olup olmadığını biliyoruz çünkü uçucu madde tutulumunu belirleyen en iyi unsur boyut.”

Stanford Üniversitesi Kavli Parçacık Fiziği ve Evrenbilim Enstitüsünün başkan yardımcısı Bruce Macintosh, “Muhtemelen bu durum, bir gezegenin gerçekten yaşanabilir olmasında boyuta yönelik bir alt sınıra işaret ediyor” diyor. “Bu alt sınırın anlaşılması önem taşıyor; ufak gezegenlerin büyük gezegenlerden daha yaygın olduğunu gösteren bulgular var, dolayısıyla ufak gezegenler kuraksa, o halde yaşam barındırma ihtimali olan dünyalar düşündüğümüzden daha az sayıdadır.”

 

 

 

 

Yazar: Hannah Seo/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz