Martı Şeklindeki Bu Nebula, Bebek Yıldızların Mekanı

0

Kanatlarının bir ucundan diğerine gitmek 100 ışık yılı sürüyor.

JESSICA BODDY

Martı Nebulası, Sharpless 2-296. ESO/VPHAS+ takımı/N.J. Wright (Keele Üniversitesi)

Samanyolu galaksisinin uzak bir kolunda (kesin konuşmak gerekirse; Dünya’dan 3.700 ışık yılı uzaklıkta) devasa ve parlak bir gaz ve toz bulutu, uçan bir kuş biçimini alıyor ve bir kanadının ucundan diğer kanadının ucuna gitmek için 100 ışık yılı gerekiyor. Bebek yıldızlar ile bezeli ve uygun şekilde adlandırılmış olan bu Martı Bulutsusu, hem kuş gözlemcilerinin, hem de yıldızların doğuşunu inceleyen gökbilimcilerin ilgi alanına giriyor. Avrupa Güney Gözlemevi, buna daha yakından bakmak için geçenlerde Şili’nin Atakama Çölü’nde yer alan Çok Geniş Teleskop’unu kullanmış.

ESO’nun Çarşamba günü yayınladığı bir basın bültenine göre bu kozmik martı, temel olarak; çoğunlukla hidrojen içeren üç tane ağır gaz bulutundan meydana geliyor. Kanatları oluşturan ve Sh2-296 olarak bilinen bulut, en büyük ve en belirgin olanı. Kendisi bir yayılım bulutsusu; yani, yıldızlar orada çok büyük bir enerjiyle (ışıma biçiminde) gaz akıtıyor ve içerisinde yer alan moleküller uyarılıp parlıyor. Bu bulutsu, ayrıca belirli parlaklık şeritlerini gizleyen karanlık toz damarlarına da sahip. Nihai sonuç ise, en sevdiğimiz sinir bozucu denizkuşunun; gül rengindeki, ışıklı şekli oluyor.

Kuşun gözü, HD 53367 olarak adlandırılan ve Güneş’ten 20 kat daha devasa olan, son derece parlak bir yıldız.

Keele Üniversitesi’nde bir gökbilimci olan Nick Wright, göz küresinden kanat ucuna kadar tüm panaromayı görmek için, ÇGT’nin Ölçüm Teleskobu’ndan alınan birçok görüntüyü işleyip birleştirmiş. Wright; Martı Bulutsusu’nun, klasik bir yayım bulutsusu örneği olduğunu söylüyor. Orion ve Kartal bulutsuları da benzer özellikler sergiliyor. Bu gibi oluşumlar, nihayetinde yıldızları meydana getiren muazzam ve nispeten soğuk gaz bulutlarıyla başlıyor. Yeni doğan bu yıldızlar, daha sonra geriye kalan gazları uyarıyor ve onların ışık saçmasına yol açıyor.

Geceleyin Dünya’dan gökyüzüne baktığınızda, Canis Major (Büyük Köpek) ile Monoceros (Tek Boynuzlu At) takımyıldızlarının tam ortasında Martı Bulutsusu’nu görebilirsiniz fakat gelişmiş bir teleskop olmadan bunu yapmak zor. Ancak Wright gibi gökbilimciler, yıldız ve bulutsu oluşumlarının karmaşıklığını daha iyi anlamak amacıyla Martı ile diğer bulutsulara bakmaya devam edecekler. Wright, PopSci‘ye gönderdiği bir epostada şöyle söylüyor: “Her bulutsu farklıdır. Farklı bulutsuları keşfetmek ilginç olabilir ve bu bulutsuların, etraflarındaki yıldızlar tarafından nasıl şekillendiğine yönelik daha büyük bir resim meydana getirmemize yardımcı olabilirler.”

 

 

 

 

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz