Okyanusun Dibinde Yeni Ve İnanılmaz Bir Ekosistem Keşfedildi

1

Denizbilimciler, okyanusun karanlık derinliklerinde, başka hiçbir şeye benzemeyen bir ekosisteme ev sahipliği yapan yeni bir hidrotermal baca bölgesi keşfetmişler. Üstelik, daha önce hiç görülmemiş olan bir sürü canlı türünün de bulunduğu söyleniyor.

Jaich Maa olarak adlandırılan bölge, Kaliforniya Körfezi’nin güney ucundaki Pescadero Havzası‘nda, yüzeyin 3.800 altında yer alıyormuş. Bölgeyi keşfedip araştıran bilim insanları, ABD ve Meksika çapındaki çeşitli enstitülerden gelmiş.

Hidrotermal bacalar, büyüleyici bir doğa olayı. Denizin tabanında yer alan bu çatlak veya bacalar, yer altında gerçekleşen (ve genelde volkanik türden olan) faaliyetlerden gelen ısıyı çıkarıyorlar.

Bunlar ayrıca, deniz tabanındaki canlılar için besin yönünden zengin bir vaha görevi görüyorlar. Buralarda, kemosentez isimli bir süreç yardımıyla, bacalardan çıkan hidrojen sülfürün meydana getirdiği kimyasal enerjiyle beslenen bol miktarda bakteri bulabilirsiniz.

Üstelik, çabuk çoğalan bu bakterilerle beslenmek için, boyutu daha büyük olan bir sürü hayvan da buraya geliyor ve bu süreç, besin zincirinin yukarılarına kadar gidiyor.

Hidrotermal baca bölgeleri arasında, yeni bulunan Jaich Maa özel bir yere sahip gibi görünüyor. Deniz tabanından 25 metre yüksekliğe kadar çıkan birçok kalsit tümseği, sıcaklığı 287 Celsius dereceye kadar çıkan sıvılar çıkarıyor.

Bunların en büyüğü, ağızları açık bırakıyor. Tay Ujaa adı verilen bu tümsek; hidrotermal sıvıları yukarı iterek, başaşağı duran bir gölete döküyor.

Schmidt Okyanus Enstitüsü‘nde çalışan Bekah Shepard, şöyle yazıyor: “Tay Ujaa, hidrotermal yönden çöktürülmüş kalsitli kovuk yapısıyla bizi kendine hayran bıraktı. Bu kovuk, kenardan ters bir şelale gibi çıkan, parıltılı bir su havuzu barındırıyor.”

Yaklaşık 290 Celsius derecelik bir sıcaklığa sahip olan bu sıvının temas ettiği deniz suyu ise, sadece 2 Celsius derece civarında. Bu iki sıcaklık, ince bir tabaka halinde yayılan farklı kırılma indisleri oluşturuyor ve bu sayede sular parıldıyor gibi görünüyor.

Bu bölgeye ismini veren de bu özellik. Jaich Maa, çok eski zamanlarda Meksika yakınında yaşamış olan yerli halkın dilinde “sıvı metal” anlamına geliyormuş.

Karaya uzak olmayan Jaich Maa, tam olarak konuksever bir ortam değil. İnsanların oksijen yetersizliğiyle, okyanus basıncıyla ve olağanüstü sıcaklıklarla uğraşması gerekiyor.

Robotik teknolojisinde son yıllarda yaşanan gelişmeler, bunun gibi zorlu sualtı ortamlarının detaylı şekilde araştırılmasına olanak sağlamış.

Bölgeye daha yakından bakılması için, uzaktan işletilen birkaç araç konuşlandırılmış. Bu araçlar arasında Okyanus Keşif Tröstü’nün Herkül ve Argus aracı, Monterey Körfezi Akvaryum Araştırma Enstitüsü’nün (MBARI) Doc Ricketts aracı ve Schmidt Okyanus Enstitüsü’nün SuBastion aracı bulunuyor.

MBARI’de çalışan David Caress şöyle aktarıyor: “Bilim takımı, uzaktan işletilen araçlarla birlikte denizaltı robot teknolojisi yardımıyla deniz tabanı haritalaması yaparak, etkileşimli şekilde keşif gerçekleştirip; hayvan, mikrop, kaya ve tortu örnekleri almayı başardı.”

Bu bereketli deniz yaşamının içinde, daha önce hidrotermal bir baca bölgesinde hiç görülmemiş türler de varmış. Genelde okyanusun başka yerlerinde görülen denizşakayıkları, kalsit tümseklerinin tabanlarında yoğun şekilde kümelenmiş halde bulunmuşlar.

Üstelik, tamamen yeni olan türler ve davranışlar da keşfedilmiş.

Shepard şöyle yazıyor: “Yeni türler, yeni davranışlar, mavi mikroplar!? Yaptığımız o son dalışta, bu yeni Jaich Maa baca bölgesinde hâlâ yeni türler keşfediyorduk ve sizin de tahmin edebileceğiniz üzere; orada bulanacak daha başka yeni şeylerin olduğundan eminiz”

“Bu baca bölgeleri, çeşitli topluluklara ev sahipliği yapıyor, fakat egemen gibi görünen birkaç hayvan var: Bunlar Oasisia tüp solucanları, denizşakayıkları ve parlak mavi pullu kurtçuklar.”

Daha önce görülmeyen ve iki pullu kurtçuk arasında gerçekleşen davranışlardan biri, “titreme” olarak tanımlanmış. Bu yeni türlerin hepsini sınıflandırmanın yanısıra, bu yeni davranışların ne anlama geldiğini ve bulunan bu yeni mikropların niçin mavi olduğunu çözmek için çok daha fazla çalışmanın yapılması gerekiyor.

Isı haritalaması da dahil olmak üzere yapılan yoğun ölçekli haritalama, Pescadero Havzası zemininin altında karmaşık bir magma akışının olduğunu ortaya çıkarmış. Bunun da daha fazla araştırılması gerekiyor.

California Davis Üniversitesi’nde çalışan jeolog Robert Zierenberg, “Okyanusun derinlikleri, güneş sisteminde hâlâ en az keşfedilmiş olan sınırlardan birisi” diyor.

“Gezegenimizin haritaları; Merkür’ün, Venüs’ün, Mars’ın veya Ay’ın haritası kadar detaylı değil, çünkü su altının haritasını çıkarmak zor. İşte burası, sınır bölgesi.”

 

 

 

 

ScienceAlert

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz