DNA Testinin Sonucunu Öğrenmek, Vücudunuzun İşleyiş Şeklini Değiştirebilir

0

Geçen yıl evde yapılan DNA testlerinin sayısı büyük bir artış göstererek, dünya çapındaki milyonlarca insana genlerinin nasıl çalıştığına dair yepyeni fikirler verdi ve bu insanların, genetik hastalık risklerini tahmin etmesine yardımcı oldu.

Fakat bilgi, tehlikeli bir şeydir. Yapılan yeni araştırmada, bu türden genetik bilgilerin bilgilendirici olmasının yanısıra, dönüştürücü de olabildiği öne sürülüyor: DNA sonuçları bir tür plasebo etkisi meydana getirerek, insanların vücutlarının çalışma şeklini etkiliyor.

Yeni çalışmanın kıdemli araştırmacısı ve Stanford Üniversitesi’nde psikolog olan Alia Crum, şöyle açıklıyor: “Genetik bilgi almak, sizi sadece daha bilgili yapmıyor”

“Bu çalışma; bu durumun vücudunuzda da fizyolojik bir etki oluşturabildiğini ve bu etkinin, gerçekte genel risk profilinizi değiştirdiğini gösteriyor.”

Araştırmacılar yaptıkları bir deneyde, 200’den fazla katılımcıdan DNA örneği almışlar. Ardından bu grup, her biri 100’den fazla üye barındıran iki küçük gruba ayrılmış.

Bu gruplardan biri, yürüyüş bandında yapılan bir egzersiz testi gerçekleştirirken, diğer grup ise ufak bir öğün yemiş.

Katılımcılar bir hafta sonra, yeniden egzersiz (veya öğün yeme) deneyi yapmak üzere geri dönmüşler fakat ortada önemli bir fark varmış. Bu sefer, ikinci testi yapmadan önce, katılımcılara önceki testin sonuçları hakkında bilgi verilmiş fakat bir hile yapılmış.

Katılımcılara gerçek genetik sonuçlar değil, rastgele sonuçlar söylenmiş. Egzersiz grubuna, kendilerinde ayrobik egzersiz kapasitesinin düşük olmasıyla ilişkili bir genin bulunduğu veya daha fazla dayanıklılık sağlayan bir genin bulunduğu söylenmiş.

Benzer şekilde, yemek grubunun yarısına da rastgele bilgi verilmiş ve kendilerinin, yemekten sonra tok hissetmeyi zor hale getiren bir gen çeşidi yüzünden, genetik olarak obezliğe yatkın olabilecekleri söylenmiş. Diğer gruba ise, sahip oldukları genlerin tokluk hissini desteklediği ve bu yüzden onları obezlikten korumaya yardımcı olduğu söylenmiş.

(İnsanların gerçek kalıtsal yapısıyla ilişkisi olmayan) bu aldatıcı ve rastgele sonuçların verilmesi, katılımcıların sonraki testlerde gösterdiği verimi etkilemiş.

Ayrobik kapasitelerinin zayıf olduğu kanısına varanlar, koşu makinesinde koşmakta zorlanmış ve ilk testlerine göre daha erken pes etmişler. Diğer yanda, kendilerinde koruyucu gen çeşidi bulunduğuna inananlar ise hemen hemen aynı verimi göstermişler.

Yemek testindeyse, obezliğe yatkın olabilecekleri söylenen kişiler, hemen hemen önceki kadar yemiş, tokluk seviyelerini benzer şekilde değerlendirmişler ve kanlarında benzer seviyelerde tokluk hormonu oluşmuş.

Fakat, tokluğu destekleyen genleri sayesinde obezlikten korundukları söylenen katılımcıların kanında, bir hafta önce yapılan kör teste oranla, yaklaşık yüzde 250 oranında daha fazla tokluk hormonu oluşmuş.

Çalışmanın birinci yazarı Bradley Turnwald, şöyle açıklıyor: “Bu fizyolojik tokluk sinyali, gerçekten çok daha güçlü ve çok daha hızlıydı. Katılımcıların belirttiği tokluk hissiyle orantılıydı.”

Peki bu durum bize ne anlatıyor? Araştırmacılar bunun, genomunuzu sıralamanın kötü bir fikir olduğunu göstermediğini vurguluyorlar fakat; genetik olarak belirli şeylere yatkın olmasak bile, insanların, genetik bilginin fizyolojimiz üzerinde ölçülebilir bir etkisi olabileceğinin farkında olmaları gerektiğini söylüyorlar.

“Burada anlatmak istediğimiz şey; genetik tehlike bilgisi verdiğiniz zaman, insanları içine soktuğunuz düşünce yapısının bağımsız bir durum olmaması” diyor Crum.

“Genetik olarak tehlike veya koruma altında olduğumuzu düşünmek; duygularımızı, yaptıklarımızı ve bu çalışmada gösterildiği üzere vücutlarımızın tepki verme şeklini değiştirebilir.”

Bazılarının belirttiğine göre; plasebo etkisine ve onun, vücut ile zihinlerimiz üzerindeki gizemli güçlerine dair bildiklerimizi göz önüne aldığımızda, genetik bilginin aklımızı çelmesine şaşmamalı.

Fakat tüketici seviyesindeki DNA sıralamasında yaşanan patlama düşünüldüğünde, insanların böyle önemli bir yan etkinin farkında olması gerekiyor; sonuçta kimse, kendi genom sonuçlarını dünyadan kopuk bir şekilde okumuyor.

Yazarlar şöyle yazıyorlar: “Hâlâ araştırılması gereken çok şey olsa da, bu araştırma, genetik tehlikelerin açığa çıkarılmasının oluşturduğu etkiyi anlamamız bakımından önemli ilerleme niteliği taşıyor ve kişinin genetik obezlik tehlikesini öğrenmesinin, gerçekte o tehlikeyi artırabileceğini akla getiriyor”

“Bu noktada, söz konusu sonuçlar; genetik tehlike bilgisini almanın meydana getirdiği etkiyi çok yönlü şekilde anlamak gerektiğini ve bunun da, genetik bilimindeki biyolojik ilerlemelere eşlik etmesinin çok önemli olduğunu vurguluyor.”

Bulgular, Nature Human Behaviour bülteninde sunuldu.

 

 

 

 

ScienceAlert

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz