Pestisitleri Meyvelerden “Gerçekten” Nasıl Çıkartabilirsiniz?

0
Meyveler yıkanırken.

Öncelikle pestisitler hakkında endişelenmeniz gerektiğini düşündüğünüzü varsayıyoruz.

 

Meyveler yıkanırken.

Sözkonusu yiyecek olunca endişelenecek çok şey oluyor, ya da başka bir deyişle insanlar sizin pek çok şey için endişelenmenizi bekliyorlar. Blog yazarı olan anneler, ya da internette yer alan sağlıklı yaşam koçları sürekli toksinlerden ve kimyasallardan kendinizi nasıl koruyabileceğinize dair faydalı ipuçları paylaşıyorlar. “Pestisitleri meyvelerden nasıl çıkartırım” diye bir arama yaparsanız sayfalarca sonuç çıkacaktır.

Zararlılarla mücadele için kullanılan kimyasalları daha az tüketmeye uğraşmak gayet mantıklı tabii ki. Sadece yaptıklarınızın gerçekten işe yaradığından emin olmalısınız. Örneğin pek çok kişi pişirmeden önce tavuk etini yıkıyor, oysa yıkamak bakterileri öldürmediği gibi potansiyel tehlike olan pek çok patojenin mutfak eviyesine yayılmasına yol açıyor. Bu yüzden öncelikle kanıtlara bakalım :

Satın aldığınız sebze yıkama losyonları değil sodyum bikarbonat işe yarar

Su meyve üzerindeki pestisitlerin bir kısmını çıkartabilir, bu yüzden akarsuyun altında ovuşturmak biraz faydalı olur. Bu bezdirici yöntemin ne kadar işe yarayacağı biraz da meyvenin kendisine bağlı elbette; bazı meyve kabukları pestisitleri daha kolay bırakırlar. Örneğin elma gibi daha parlak görünmesi için mumlanmış olan meyveler ne kadar ovuşturursanız ovuşturun temizlenmezler. Bu durumda sebze yıkama losyonu ya da sabun kullanmanın da pek işe yaradığına güvenemezsiniz, üstelik kullanılan temizleyici madde gözeneklerden meyveye de sızabilecektir.

Yakın zamanda yayınlanan bir çalışmada daha iyi bir alternatiften söz ediliyor: sodyum bikarbonat. Biraz zaman ayırırsanız sodyum bikarbonat ve su karışımının tek başına suya göre çok daha fazla pestisit çıkartabildiği belirtiliyor. Yapılan deneylerde sodyum bikarbonatlı suda 8 dakika bekletilen elmaların yüzeyindaki pestisitlerin önemli ölçüde çıktığı, 12-15 dakika bekletilenlerin ise tamamen temizlendiği görülmüş. Bunun sebebi sodyum bikarbonatın bu çalışmada kullanılan tiyabendazol ve phosmet adlı iki tip pestisitin ayrışmasında etkili olması. Diğer kimyasallar aynı reaksiyonu göstermeyebilirler, bu nedenle karbonat pestisitsiz yiyeceğin garantisi değil elbette. Sadece diğer çözümlere göre çok daha iyi.

Uzun bir süre bekletilse de sodyum bikarbonatın etkileyemediği pestisitler de var. Pek çok diğer madde gibi tiyabendazol ve phosmet uygulandıkları meyvenin gözenekleriden içeri sızıyorlar. Kimyasalların hücre içinde ulaşacağı bir denge ve buna bağlı olarak ta meyvenin emebileceği bir üst sınır var, ancak emilmiş pestisitler yıkandıklarında hiç bir şekilde çıkmayacaklardır.

Organik ürün almak çok fazla olmasa da yarar sağlar

Pestisitlerden tamamen kurtulmak istiyorsanız organik ürünlere yönelmelisiniz. Organik ürünlerde hala bazı pestisitler bulunabiliyor, sadece daha az zararlı olduğu varsayılan farklı kimyasallar kullanılıyor. Ancak sonuçta bu kimyasallar da meyvenin gözeneklerinden sızabiliyor ve meyve yıkandığında da çıkmıyorlar.

Önerebileceğimiz en makul yöntem “kirli” olarak bilinen ürünlerden uzak durmak. Çevre Çalışma Grubu olarak anılan çevreci bir grup 12 ürün için organik olanların tercih edilmesinin insan sağlığına önemli katkı yapacağını düşündüklerini iddia ediyor. Organik ürünlerde daha az miktarda ve daha az zararlı kimyasallar bulunacağı doğru, ayrıca organik ürün tüketmenin hiç bir zararı bulunmuyor. Ancak bu grubun çalışma yönteminin bilimsel olmaktan çok uzak olduğunu belirtmemiz gerek. Analizleri pestisitlerin birbirleri ile nasıl etkileşime girdiklerine dair ispatlanmamış teorilere dayanıyor, bu nedenle de çarpıtılmış sonuçlar çıkıyor. Toksikoloji dergisinde çıkan karşıt görüşlü bir makalede, yapılan çalışmada Çevre Çalışma Grubunun ürünlerin ne kadar pestisite maruz kaldığına dair herhangi bir çalışma yapmadığı ve ayrıca 12 ürün için organik olanların tercih edilmesinin tüketicinin maruz kaldığı riskin azalması bakımından kayda değer bir sonuç taşımadığı belirtiliyor.

Başka bir deyişle bilim 12 kirli ürün konusundaki tavsiyeyi desteklemiyor, ama sonuçta paranızı istediğiniz şekilde kullanabilir, isterseniz organik ürün tercih edebilirsiniz.

Bir de pestisitler konusunda ne kadar endişelenmek gerektiği çok net değil

Toksikoloji dergisinde çıkan bu makalede ayrıca 12 kirli ürün diye anılan ürünlerdeki pestisit miktarlarının Çevre Koruma Ajansı tarafından belirlenen kabul edilebilir düzeyin altında olduğunun tespit edildiği yer alıyor. En fazla pestisite maruz kaldığı belirtilen sivri biberde izin verilen azami methamidophos miktarı üründe tespit edilen miktarın 49,5 katı, bu durumda ürünlerde tespit edilen miktarlar sınırların oldukça altında kalıyor. Pek çok diğer üründe tespit edilen miktar, izin verilen azami miktarın 1,000 ile 30,000 kat altında kalmış. Elbette izin verilen sınırların hatasız olduğu söylenemez. İnsanların maruz kaldıkları miktarlara bağlı etkiler üzerinde çalışma yürütmek oldukça zor, yeterli çalışma her zaman yapılamıyor, bu yüzden çoğu zaman belli bir tür pestisitin üzerimizdeki etkisini tam olarak bilemiyoruz. Çevre Koruma Ajansı kabul edilebilir seviyeleri hatalı bilimsel yöntemlerle belirlerse insanların tolere edebileceği miktarları çok yüksek seviyede bulabilir. Bu yüzden en başında ajansın işini doğru şekilde yaptığını varsayıyoruz.

Hala emin değilseniz, ya da ajansa güvenmiyorsanız, ya da pestisitlerin henüz yeterince araştırıldığını düşünmüyorsanız, üreticiyle doğrudan temas kurabileceğiniz satış noktalarına gitmeyi deneyebilirsiniz. En azından üreticilere hangi pestisitleri kullandıklarını sorabilirsiniz. Tabii organik pazarlarda üreticiden alıp sadece satış yapanlar da var. Belki de bu durumda emin olmak için ürünleri karbonatlı suda bekletmeyi de isteyebilirsiniz.

 

Sara Chodos

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz