Bir türlü iniş yapamayan minik uzay aracından sonunda oldukça değerli veriler elde ettik. 10 yıl süren yolculuğundan sonra Philae Lander Kasım ayında kuyrukluyıldıza ilk iniş yapan uzay aracı olacaktı ancak işler planlandığı gibi gitmedi. Uzay aracı planlanan iniş yerinden sekti ve bir kraterin kenarındaki karanlık bir bölgeye iniş yaptı. Güneş panellerini şarj edecek güneş ışığı olmadan, Philae 60 saat kendi bataryasıyla dayandı ve sonrasında uzunca süre uyku modunda kaldı.
Sonradan ortaya çıktı ki Philae uykuya dalmadan önceki 60 saatini verimli bir şekilde değerlendirmiş. Science dergisi bu bilgilerden Comet 67P hakkında 7 sayfalık güzel bir makale yayınladı. İşte bu verilerden elde ettiğimiz en önemli bilgiler:
Philae nın iniş yaptığı yer fazla yumuşaktı: New York Times da belirtilene göre Philae’nın ilk iniş yaptığı yer aynı bir kum havuzu gibi yumuşak ve tozla kaplıydı. Yumuşak yüzey uzay aracının ayaklarını sabitlemesini zorlaştırdı. Üstüne bir de zıpkın sisteminin ve alt pervanelerinin çalışmamasıyla Philae kendini yüzeye sabitleyemedi ve sekti.
Kuyrukluyıldızın diğer kısımları hiç de yumuşak değil: Her ne kadar kuyrukluyıldızın bazı bölgeleri 198 santimetreye kadar tozla kaplı olsa da aynı Philae’nın uykuya daldığı yer gibi kuyrukluyıldızın büyük çoğunluğu kaya kadar sert. Kuyrukluyıldızlar taş buz ve tozun birleşmelerinden oluştuğu için bu o kadar şaşırtıcı değil. Ancak Philae’nın elde ettiği bilgiler ileride asteroid madenciliğine yardım edebilir diye belirtiyor Wired.
Kuyrukluyıldızın süngerimsi bir yapısı var: Hiç içinizde büyük bir boşluk varmış gibi hissediyor musunuz? Sizi bilmem ama Comet 67B hissediyor. Philae kuyrukluyıldızın iç yapısını anlamak için radyo dalgaları gönderdi ve %85 inin boşluktan oluştuğunu tespit etti. Bir başka deyişle kuyrukluyıldızın içi deliklerle dolu.
Organikler açısından oldukça zengin bir yapıya sahip: Organikler pek çok yerde olduğu için bu beklenmedik bir şey değil. Rosetta Orbiter ve Philae geçtiğimiz sene organik madde saptamışlardı ancak en son sonuçlar bizim sandığımızdan daha çok organik bileşiklerin bulunduğunu gösterdi. Philae daha önce kuyrukluyıldızlarda görmediğimiz 4 bileşik dahil toplam da 16 bileşik tespit etti. Yeni bulgular Dünya’da ki yaşamın kuyrukluyıldızlardan geldiği teorisini destekler nitelikte ancak gerçekte ne olduğunu anlamamızın bir yolu yok.
Bozulmuş bir uzay aracına göre elde ettiğimiz bilgiler hiç fena değil ve belki yenileri de eklenebilir. Haziranda Philae 7 aylık uykusundan uyandı ve “Merhaba” dedi. Rosetta Orbiter, uzay aracıyla iyi iletişim kuramadığı için tek söyleyebildiği bu oldu ve topladığı verilerin hepsini aktaramadı. Ancak bilim insanları henüz vazgeçmiş değil ve biraz da şansın yardımıyla uzay aracı Ağustos’ ta güneş e yaklaşınca durumun değişebileceğini ümit ediyor.
