Psikologlar: ‘Tutku Duyduğunuz Şeyi Bulmayı’ Denemekten Vazgeçin ve Bunu Yapın

0

Size yalan söylemişler.

Tutku duyduğunuz şeyi bulun ve onu yapın derler. Keşke o kadar kolay olsaydı. Sanki etrafa bakınırken ayağınız sevdiğiniz şeye takılacak ve tökezleyeceksiniz; tam o anda, daha önce görmediğiniz bir parıltı belirecek.

İnsanların ilgilerinin temellerini inceleyen psikologlar, yeni tezlerinde durumun öyle olmadığını söylüyorlar. Ayrıca insanlar size ‘tutku duyduğun şeyi bul’ dedikleri zaman bunu iyi niyetle söyleseler bile, araştırmacıların açıkladığına göre bu tavsiye sadece bir klişeden ibaret değil. Bu aynı zamanda kötü bir tavsiye.

Peki neden? Çünkü tutkunun ‘önceden belirlenmiş’ bir şey olduğu fikrine inanmak (mesela önceden oluşmuş veya mükemmel şekilde tamamlanmış bir şey olduğunu düşünmek), insanların henüz gelişmekte olan ilgilerini, tam teşekküllü tutkulara doğru şekillendirmelerine sebep olarak onların yeteneklerine engel olabilir.

Singapur’daki Yale-NUS Üniversitesinde çalışan psikolog Paul O’Keefe’nin önderlik ettiği araştırmacılar, tezlerinde şöyle yazıyorlar: “Tutku duyduğunuz şeyi bulmanızı söyleyen mesaj, genelde iyi niyetlerle sunulur, mesela şöyle: Yetenek konusunda fazla endişelenme, statü veya para baskılarına boyun eğme, sadece senin için anlamlı ve ilgi çekici olan şeyi bul”

“Maalesef, bu mesajın sebep olabileceği inanış sistemi, insanların ilgilerinin gelişimini baltayabilir.”

Yeni çalışmada O’Keefe, Stanford Üniversitesindeki meslektaşlarıyla birlikte, kişisel ilgilerin hangilerinin önceden belirli olduğunu (belirlenme kuramı) ve hangilerinin sonradan geliştiğini (gelişme kuramı) araştırmak amacıyla öğrencilerle birlikte bir dizi deney yürüttü.

Bir deneyde öğrenciler, BTMM (bilim, teknoloji, mühendislik, matematik) veya sanat ile beşeri bilimler olmak üzere kendi ilgi alanlarına göre sınıflandırıldılar.

Araştırmacıların bulduğuna göre öğrenciler, mevcut ilgi alanlarının önceden belirlendiği görüşünü ne kadar onaylarsa, ilgi alanlarının dışındaki bir makaleyi okumaktan o kadar az keyif alıyorlardı.

Bir başka deneyde ise öğrenciler, gökbilim ve gök fiziği hakkında ilginç bir video izlediler; fakat kendilerine aynı olgu üzerinde bilimsel bir teknik tez okutulduğu zaman, ilgi seviyeleri azaldı. Ancak en fazla, ilgi alanlarının önceden belirli olduğunu düşünen, bunun gelişmeye açık ve muktedir olduğunu düşünmeyen öğrencilerin ilgisi azalmıştı.

Araştırmacıların iddiasına göre gelişmeci anlayışın sunduğu faydalar, eğitim ve disiplinlerarası bir dünyada kendinizi daha iyi hale getirmek açısından diğerine göre daha ağır basıyor.

“Bilim ve ticaretteki birçok gelişme; insanlar farklı alanları bir araya getirdiğinde, alanlar arasında daha önce görülmemiş olabilen yeni bağlantıları gördükleri zaman gerçekleşiyor” diyor Stanford Üniversitesinden psikolog Gregory Walton.

“Eğer fazla miktarda kısıtlıysanız ve kendinizi bir alana adamışsanız; bu durum, arada köprü kuran o işi yapmanız için gereken ilgileri ve uzmanlığı geliştirmenizi önleyebilir.”

Araştırmacılara göre, gelişme kuramına bağlı kalmak ve ilgi alanlarının yetişme şekliyle değişebileceğini söyleyen görüşe açık olmak, ilgi alanlarının peşinde koşmanın bazen zor olacağını umabilmeyi sağlıyor ve bir şeye ilgi duymayı sürdürmek zorlaştığı zaman bile o şeye ilgi duymayı sürdürmeyi mümkün kılıyor.

Takım bu sebeple, insanlara tutku duydukları şeyleri bulmaya çalışmalarını değil, tutku duydukları şeyleri şekillendirmelerini söylememiz gerektiğini belirtiyor; üstelik yalnızca kelimelerden ibaret olsa da bu, sadece pasif olmayıp aktif bir süreç olduğu için, anlam bakımından önemli bir farklılık teşkil ediyor.

O’Keefe, Quartz sitesine şöyle açıklıyor: “İlgi alanları ve tutkular hakkında insanlarla nasıl iletişim kurduğumuzu dikkatli bir şekilde düşünmemiz gerekiyor”

“İnsanlara tutkularını bulmalarını söylemek, bunun sizin içinizde olduğunu ve sadece ortaya çıkarılmayı beklediğini akla getirebilir. İnsanlara tutkularını takip etmelerini söylemek, işin en büyük kısmını tutkunun yapacağını akla getiriyor.”

Bulgular, Psychological Science bülteninin gelecekteki bir sürümünde yayınlanmayı bekliyor.

 

 

 

 

ScienceAlert

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz