Sağlık Riskleri Sosyal Medyada Çarpıtılıyor

0

Dev bir kulaktan kulağa oyunu gibi.

İster yeni bir bulaşıcı hastalık salgını olsun ister terör saldırısı haberi, sosyal medya bilgi yaymak için güçlü bir araç. Ancak bu bilginin nasıl ve ne kadar doğru aktarıldığı çok iyi bilinmiyor. Kamuoyunun risk anlayışını daha iyi kavramak ve tahmin etmek için bir grup Alman araştırmacı PNAS dergisinde yayımlanan ilk çalışmalarıyla sosyal aktarımın risk anlayışımızdaki etkisini inceledi.

Araştırmacılar bunun için yaklaşık 10 kişilik bir grupta bilginin nasıl iletildiğine baktı. Her grupta bir kişiye yaygın kullanılan (sabunlarda, deterjanlarda ve diş macunlarında bulunan) antibakteriyel madde triklosanın yararları ve zararları anlatıldı (ilk bilgi tohumu ekildi) ve iki numaralı katılımcıya bunları düzensiz bir biçimde aktarması söylendi. İki numaralı denekle ise, konuşma öncesinde ve sonrasında triklosanın riskleriyle ilgili konuşuldu. Sonra o kişi de üç numaralı denekle konuştu ve bu böyle devam etti.

Bu deneyi 15 farklı grupta yürüten araştırmacılar, mesajın ne kadar çok insandan geçerse o kadar kısaldığını ve gerçekten uzaklaştığını ortaya çıkardı. Dahası, doğru olmayan bu ifadeler orijinal “tohumun” anlattığından çok daha yüksek bir risk olduğunu dile getiriyordu. Çünkü katılımcılar risk bilgisini kendi kaygıları ve yargıları doğrultusunda aktarmıştı.

Bu bulgular, politika belirleyicilerin ve iletişimcilerin kamuoyuna açık forumlarda risklerden nasıl söz ettiğini değiştirebilir. “Halk sağlığı perspektifinden, riskin sosyal ortamlarda çarpıtılarak büyütülmesi istenmeyen ve pahalıya patlayan sonuçlar doğurabilir. O yüzden politika belirleyicilerin riskleri, sosyal ağlardaki aktarımlarına yardımcı olacak biçimde nasıl anlattığının bilinmesi gerekiyor. Sosyal medyanın iletişimimizdeki rolü büyüdükçe, araştırmacılar çalışmalarının halkın bilgi algısına ve mesajların doğruluğunu nasıl koruyabileceğimize dikkat çekmesini umuyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz