Norveç’teki SINTEF araştırma kurumunda çalışan bir malzeme bilimcinin öne sürdüğü kurama göre, yangın söndürücü sistemlerden gelen su ve eriyen uçaktan gelen erimiş alüminyumun karışımı, New York’taki çöküşe yol açan patlamaları meydana getirmiş.
Manhattan bölgesindeki gökdelenlerin 11 Eylül 2001’deki çöküşünden hemen önce, bina içinde güçlü patlamaların meydana geldiği duyulabiliyormuş. Bu durum pek çok insanın, çöküşün sebebinin aşırı ısınan çelik kirişler olmadığına inanmasına yol açıyor.
Komplo teorilerini besleyen bu patlamalar, iddiaya göre birileri tarafından yerleştirilen patlayıcılardan kaynaklanıyor.
SINTEF Malzeme ve Kimya bölümünde çalışan kıdemli bilim insanı Christian Simensen, San Diego’da düzenlenen uluslararası bir malzeme teknolojileri konferansında, uçak çarptığında binalarda neler olduğuna dair malzeme fiziğine dayanan alternatif bir kuram sunmuş. Araştırmacı bu kuramın, gerçek durumu resmi açıklamaya kıyasla çok daha iyi yansıttığına inanıyor.
Simensen, iki uçağın gökdelenlerdeki inşaat enkazından oluşan yalıtıcı bir katmanın içerisinde sıkışmış olmasının çok muhtemel göründüğüne inanıyor. Bu durum, yanan uçak yakıtının oluşturduğu ısının büyük bir bölümünü binalardan ziyade uçak gövdelerinin emmesini sağlamış olabilir.
Bilim insanı, bu ısının uçak gövdelerindeki alüminyumu erittiğine inanıyor. Kuramın merkezinde ise bu eriyen alüminyumun, sonrasında merdiven ile kat boşluklarından binanın aşağı kısımlarına sızması ve aşağıdaki katlarda yangın söndürme püskürtücülerinden çıkan suyla kimyasal bir tepkimeye girmesi bulunuyor.
Svein Tønseth/SINTEF. Ç: O.