Yeni Rapora Göre İnsanlığa Karşı ‘En Büyük Tehdit’ Virüs Değil, Hava Kirliliği

0
Dumanlı sis veya smog. Fotoğraf: gofotograf/iStock

Bugün yayımlanan verilere göre hava kirliliği, Dünya üzerindeki her erkek, kadın ve çocuğun yaşam beklentisini yaklaşık iki yıl azaltıyor. Uzmanlara göre bu veriler, düşük kalitedeki havanın “insan sağlığına karşı en büyük tehdidi” oluşturduğunu gösteriyor.

Hava Kalitesi Yaşam Endeksi’ne göre (AQLI) dünya, COVID-19 salgınını kontrol altına almak amacıyla aşı bulmak için yarışırken, hava kirliliği dünya çapındaki milyarlarca insanın ömrünü kısaltıp sağlığını bozmaya devam ediyor.

Bu endeks, çoğunlukla fosil yakıtların yanmasından çıkan parçacık şeklindeki hava kirliliğini, insan sağlığı üzerinde meydana getirdiği etkiye çeviriyor.

Bir zamanlar dünyanın en kirli ülkelerinden biri olan Çin’deki parçacık maddelerde önemli azalmalar olmasına karşın, genel hava kirliliği seviyesinin son yirmi yıl boyunca durağan kaldığı bulunmuş.

Hindistan ve Bengladeş gibi ülkelerde hava kirliliği o kadar ciddi boyutta ki, bazı bölgelerdeki ortalama yaşam süresi neredeyse on yıl kadar azalıyor.

Araştırmanın yazarları, pek çok insanın soluduğu havanın kalitesinin, COVID-19’dan çok daha yüksek bir sağlık tehdidi oluşturduğunu söylüyorlar.

AQLI kurucusu Michael Greenstone şöyle belirtiyor: “Koronavirüs tehdidi her ne kadar çok önemli olsa da; hava kirliliğinin ciddiyetini de benzer bir gayretle benimsemek, milyarlarca insanın daha uzun ve daha sağlıklı şekilde yaşamasına olanak sağlayacaktır.”

Küresel nüfusun yaklaşık çeyreği, havası en kirli ülkeler arasında olan yalnızca dört güney Asya ülkesinde yaşıyor (Bengladeş, Hindistan, Nepal, Pakistan).

AQLI, 20 yıl öncesine göre yüzde 44 daha yüksek kirlilik seviyesine maruz kalan bu nüfuslarda yaşam süresinin ortalama beş yıl azalabileceğini keşfetmiş.

Kaybolan milyonlarca yıl

Parçacık kirliliğinin, orman ve anız yangınlarının trafik ile enerji santrallerinden çıkan dumanlarla birleşerek zehirli hava meydana getirdiği güneydoğu Asya genelinde “önemli bir endişe kaynağı” olduğu söyleniyor.

Bölgedeki 650 milyon insanın yaklaşık yüzde 89’u, Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği seviyelerin üstünde hava kirliliği görülen yerlerde yaşıyor.

Birleşik Devletler, Avrupa ve Japonya gibi yerlerde hava kalitesi başarılı şekilde iyileştirilse de, AQLI’nin aktardığına göre kirlilik halen dünya çapındaki yaşam beklentisinden ortalama iki yıl götürüyor.

Bengladeş’in, tüm ülkeler arasında en kötü hava kalitesine sahip olduğu bulunmuş. Hindistan’ın kuzey eyaletlerinde yaşayan 250 milyon civarı kişi, kirlilik kontrol alınmadığı sürece ömürlerinden ortalama sekiz yıl kaybedecek.

Yapılan çeşitli çalışmalar, hava kirliliğine maruz kalmanın da COVID-19 açısından önemli bir tehlike etmeni olduğunu göstermiş. Greenstone ise hükümetlerin, salgın sonrasında hava kalitesine öncelik vermesini öneriyor.

Şikago Üniversitesi’ndeki Enerji Politikası Enstitüsü’nde çalışan Greenstone, “Çözüm, güçlü kamu politikasında yatıyor” diyor.

 

 

 

 

Fransa Haber Ajansı. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz