Yeni Teoriye Göre Kararlar Bilinçsiz Veriliyor, Yarım Saniye Sonra Bilinçli Hale Geliyor

0
Fotoğraf: TJ Dragotta/Unsplash

Bilinçlilik, kendinizin ve etrafınızdaki dünyanın farkında olma hali. Bu farkındalık ise öznel ve sadece size özgü bir durum.

Şimdiyse Boston Üniversitesi Tıp Fakültesinde çalışan bir araştırmacı, bilincin neden geliştiğini, niçin iyi olduğunu, hangi bozuklukların bilinci etkilediğini ve neden diyet yapmanın (diğer dürtülere direnmenin) bu kadar zor olduğunu açıklayan yeni bir bilinç kuramı geliştirmiş.

Sinirbilim profesörü ve makalenin eş yazarı Dr. Andrew Budson şöyle aktarıyor: “Kuramımıza göre bilinç, geleceği esnek ve yaratıcı şekilde hayal edip buna göre plan yapmamıza yardımcı olmak üzere bilinçsiz beynimiz tarafından kullanılan bir hafıza sistemi şeklinde gelişmiş” diyor. “Bu kuramın en yeni kısmı ise dünyayı doğrudan algılamadığımızı, kararları doğrudan vermediğimizi veya eylemleri doğrudan gerçekleştirmediğimizi söylemesi. Bunun yerine tüm bu şeyleri bilinçsiz şekilde yapıyor ve ardından, yaklaşık yarım saniye sonra onları yaptığımızı bilinçli şekilde hatırlıyoruz.”

Budson bu kuramı, Massachusetts Eczacılık ve Sağlık Bilimleri Fakültesinde çalışan makale eş yazarı filozof Kenneth Richman (PhD) ve Boston College üniversitesinde çalışan psikolog Elizabeth Kensinger ile beraber önceki bilinç kuramlarıyla kolay anlaşılamayan bir dizi olguyu açıklamak üzere geliştirdiğini söylüyor.

“Bilinçli yürütülen işlemlerin müziğe, spora ve anlık reflekslerin gerektiği diğer faaliyetlere aktif biçimde dahil olamayacak kadar yavaş kaldığını biliyoruz. Fakat bu gibi işlemler bilinçli gerçekleştirilmiyorsa, bilincin ne yaptığını iyi açıklamamız gerekiyor” diyor Budson.

Araştırmacılara göre bu teorinin önemli olmasının sebebi, verdiğimiz tüm kararların ve gerçekleştirdiğimiz tüm eylemlerin aslında bilinçsizce yapıldığını açıklaması. Fakat kendimizi kandırıyor ve bunları bilinçli yaptığımıza inanıyoruz. O halde şunu söyleyebilir miyiz? Bir kaşık dondurma yemeye gidiyoruz ve bir bakmışız ki kap boş; çünkü eylemlerimizi bilinçli zihnimiz kontrol etmiyor. “Düşüncelerimizi bile genellikle bilinçli şekilde kontrol etmiyoruz” diye ekliyor Budson. “Bu kontrol eksikliği yüzünden, uyumaya çalıştığımız zaman kafamızdan geçen düşünce akışını durdurmakta zorlanıyoruz. Dikkatimizi toplamak da bu yüzden zor.”

Budson ve çalışmanın diğer yazarları, aralarında Alzheimer ve diğer demans tiplerinin, hezeyanın, migrenin, şizofreninin, çoklu kişilik bozukluğunun, belli otizm tiplerinin ve daha fazlasının yer aldığı birtakım nörolojik ve psikiyatrik bozukluk ile gelişimsel bozukluğun bilinç bozukluğu olabileceğini düşünüyor.

Araştırmacıların makalesi son olarak, hem bilinçli zihni hem de bilinçsiz beyni etkili biçimde şekillendirebilen klinik yöntemler ve öğretme yöntemleri yoluyla hekimlerin, eğitimcilerin ve bireylerin davranışlarını nasıl iyileştirip bilgi edinebileceklerine yönelik yol haritası sunuyor. Yeni çalışma, daha fazla keşfin yapılmasıyla birlikte hastaların fazla yeme gibi sorunlu davranışlarını iyileştirmesini sağlayabilir, beyin yapılarının hafızayı ne şekillerde desteklediğini anlamamıza yardımcı olabilir ve hatta özgür irade ile ahlaki sorumluluk gibi felsefi meselelere dönük fikirler sunabilir.

Çalışma üç gün önce Cognitive and Behavioral Neurology bülteninde yayımlandı.

 

Kaynak: Boston Üniversitesi Tıp Fakültesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz