Yiyecek endüstrisinde antioksidanlar çok fazla kullanılıyor ancak acaba kaç kişi onların ne olduğunu biliyor? Bir iddiaya göre antioksidanlar kanseri önlüyor. Çünkü serbest radikal denen ve kansere sebebiyet verebilen molekülleri etkisiz hale getiriyorlar.
Hücreler farklı çeşitlerde birçok serbest radikal üretiyor ve hepsi kansere sebep olmuyor. Mesela bazıları bağışıklık sistemince patojenlere saldırmak için kullanılabiliyor. Ayrıca şimdiye kadar serbest radikallerin antioksidanlar tarafından uzaklaştırılmasının iyi ya da kötü olduğu konusunda kesin bir kanıya varamadık. Eğer bütün radikalleri vücudumuzdan uzaklaştırırsak onların yararlarını da uzaklaştırmış olabiliriz. Bu açıdan baktığımızda antioksidanların yaptığı işi iyi ya da kötü diye nitelendirmek doğru olmayacaktır. Yeni yapılan bir araştırmaya göre ise antioksidanlar sandığımız kadar da masum değil.
Kanser Hücrelerini Şekillendirmek
2008 yılındaki bir araştırmada melanoma hücrelerinin, kendileri en güçlü deri kanseri türüdür, şekil değiştirdiği gösterilmişti. Rac ve Rho molekülleri şekil değişiminin tetikliyordu. Ortamda fazla Rac, az Rho varsa hücre uzun ve dalsı yapıya sahip olurken tersi durumda hücreler yuvarlak hale geçiyordu. Son yapılan araştırmalar ise yuvarlak şekile geçiş yapan hücreler vücutta daha kolay dolaştığını gösteriyor. Peki bunun antioksidanlarla alakası ne?
Ekip bu bilgiyi edindikten sonra, melanoma hücrelerine antioksidan sağladılar ve olacakları beklediler. Deneyin sonucunda hücrelerin yuvarlak şekle girdiğini ve normalden çok daha hızlı hareket ettiğini gözlemlediler. Fakat eğer Rho sinyalini bastırır Rac sinyalini arttırırsak hücre büyük ve dalsı yapıda olur. Bu durumda da vücut içerisinde hareket etmesi zorlaşır.
Rac ve Rho molekülleri, ya da sinyalleri, hakkında yapılan moleküler düzeydeki araştırmalar ise PIG3 isimli molekülün Rho sinyalini baskıladığını gösterdi. Ayrıca ek araştırmalar ile kanserden kurtulan hayvanlarda PIG3 molekülünün daha çok bulunduğu gözlemlendi. Bu molekül Rho’yu baskılarken serbest radikallerin sayısını da arttırıyordu. Bu hücreler yavaş büyüyor ve kolay kolay yayılmıyordu. PIG3 konsantrasyonunun düşük olduğu hayvanlarda ise hücreler yuvarlak oluyor ve kolaylıkla yayılabiliyordu.
Yani, kısaca diyebiliriz ki, ilaçlar kullanarak Rho’yu baskıladığımızda ve Rac’ı tetiklediğimizde, ya da PIG3 konsantrasyonunu arttırdığımızda kanserin tehdit oranını düşürebiliriz. Hatta, ilerleyen çalışmalarla birlikte, kanseri tedavi dahi edebiliriz.
Dikkat!
Çalışmalar genellikle laboratuvar üretimi malnoma hücreleri üzerinde yürütüldü ve Rho sinyalinin mekanizmasının nasıl işlediği üzerine daha da yoğunlaşılması gerekiyor. Ancak kanser ve antioksidanı birleştiren başka çalışmalar da var ve bu çalışmalar antioksidanların kanser riskini arttırdığını kanıtlar nitelikte. Ancak antioksidanların kullanıldığı, kemoterapi gibi tedavi yöntemleri de mevcut.
Bahsi geçen moleküler çalışmalar aslında antioksidanların hücreler için zararlı olduğunu göstermiyor, sadece kansere sahip olan bireylerde antioksidan kullanımının kanseri ilerletebileceğine dikkat çekiyor. Hangi serbest radikallerin iyi hangilerinin kötü olduğunu anlamak için daha önümüzde çok yol var ve bize düşen görev antioksidanlara tedbirli yaklaşmaktan fazlası değil.