Araştırmacıların yürüttüğü yeni bir çalışmada, besinlerdeki plastik biriminin tahmin edilenden daha fazla olabileceği keşfedilmiş. Ayrıca bu mikroplastiklerin, E. coli gibi kıyısal sularda yaygın bulunan zararlı bakterileri besin zincirine taşıyabileceğine yönelik endişeler de bulunuyor.
Porstmouth Üniversitesi’nde çalışan araştırmacılar, istiridyelerin mikrop tabakasıyla (biyofilm) kaplı mikroplastikleri temiz plastiklere göre daha fazla sindirdiğini söyleyen bir kuramı test etmişler. Deney laboratuvar koşullarındaki istiridyeler üzerinde yürütülse de, bilim insanları benzer sonuçların deniz suyunu süzerek beslenen diğer yenilebilir deniz türlerinde de bulunabileceğini düşünüyor.
Mikroplastiklerin deniz yaşamına yönelik etkilerinin test edildiği çalışmalarda, şimdiye kadar genellikle temiz ve bakir mikroplastikler kullanılmış. Fakat bunlar, deniz ortamındaki mikroplastiklerin başına gelenleri temsil etmiyor. Mikroplar, okyanusa giren mikroplastiklerde kolayca koloni oluşturuyor. Science of the Total Environment bülteninde yayımlanan bu çalışmada bilim insanları, temiz mikroplastikler ile E. coli biyofilmiyle kaplı mikroplastiklerin tutulum oranlarını karşılaştırmışlar. Sonuçlar endişe verici boyuttaymış: İstiridyeler, biyofilm kaplı plastik boncuklarına maruz kaldıkları zaman 10 kat daha fazla mikroplastik barındırmış. Mikrop kaplı bu mikroplastiklerin, istiridyelere daha fazla besin gibi geldiği düşünülüyor. Bu hipotez, söz konusu canlıların neden temiz mikroplastikler yerine bu mikroplastikleri sindirmeyi tercih ettiğini açıklıyor.
Bilim insanları, bu durumun besin zincirine yönelik taşıdığı sonuçların endişe verici olduğunu söylüyor. Mikroplastiklerin sindirilmesi sadece istiridyeler için kötü değil; insanların sağlığını da etkiliyor. Plastik, deniz canlısında ayrışmıyor ve bu hayvan yendiği zaman tüketiliyor.
Kaynak: Portsmouth Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.