DAVID NIELD
Uyku kalıbınız nasıl? Eğer akşam saat 8’de veya daha erken bir saatte, yatakta mutlu bir şekilde kıvrılıyorsanız; sizde ileri uyku aşaması (ASP) olarak bilinen bir şey olabilir.
ABD’de uyku kliniklerine katılan 2.442 kişiye dayandırılan bir hipoteze göre, bu rakam çok daha yüksek olabilir.
ASP, vücudun sirkadyen (24 saatlik) ritminde değişime yol açıyor ve akşam olunca beyin, uykuyu teşvik eden melatonin hormonunu diğer insanlara göre çok daha erken üretiyor. Bu durum, vücut sıcaklığında meydana gelen bir düşüş ile de örtüşüyor.
Yapılan bu uyku çalışmasında gözlemlenen 2.442 katılımcıdan sekizinin, dokuz yıl boyunca ASP sergilediği bulunmuş; yaklaşık yüzde 0.33 olan bu rakam, uzmanların tahmin ettiğinden çok daha fazla çıkmış.
Sonuçlar, uyku sorunları sebebiyle bir uyku kliniğine gelen insanlarla sınırlı. Bu sebeple, gerçek anlamda nüfusun tamamına genellenemez. Ancak araştırmacılar, bu rakamlara dayalı olarak; bir uyku çalışmasına katılan 300 kişiden en az birinin, ileri uykucu olabileceğini öne sürüyorlar.
Bu her ne kadar sınırlı bir örnek olsa da, sonuçlar ilginç. Çünkü bu araştırma, ileri uykunun ne kadar yaygın olduğuna bakılan ilk çalışma olma özelliği taşıyor ve ayrıca, iş başında olan bazı genetik etmenlere de işaret ediyor.
Californiya San Francisco Üniversitesi’nde (UCSF) nörolog olan Louis Ptacek, şöyle söylüyor: “Çoğu insan sabah saat 4 veya 5’te yataktan kalkmakta zorlanırken, ileri uyku aşamasına sahip insanlar bu saatlerde doğal şekilde kalkıp dinlenmiş oluyorlar ve güne başlamaya hazır oluyorlar”
“Bu olağanüstü derecede erkenci kuşlar, gündüz vakti iyi biçimde işlev gösterme eğilimli oluyorlar fakat akşam vaktindeki sosyal yükümlülükler için uyanık kalmakta sorun yaşayabiliyorlar.”
Söz konusu değerlendirme, dokuz yıllık bir dönem süresince bir uyku kliniğine gelen ziyaretçiler takip edildikten sonra yapılmış. Araştırmacılar, uyku alışkanlıkları kayıtlarının yanısıra; hastaların tükürüğündeki melatonin seviyelerine de bakmışlar. Ayrıca; uyku esnasındaki oksijen seviyeleri, kalp ritmi ve nefes alışverişinin ölçüldüğü detaylı polisomnografi testleri de yapılmış.
Araştırmacıların ASP’li olarak tanımladığı sekiz hastadan beş tanesinin yakın aile üyelerinde de aynı uyku kalıbı varmış. Yani bu durum aileden geçiyor olabilir ve genetik temelli de olabilir. Daha ileri genetik testler yapıldığında, bu akrabalardan ikisinde ailevi ileri uyku aşaması (FASP) ile bağlantılı genetik mutasyonlar olduğu bulunmuş.
Bu ileri uykucular, sabahları daha kolay kalkıyorlar ve iş günleri dışında ortalama 5-10 dakika geç kalkıyorlar. Diğer insanlar ise ortalama 30-38 dakika geç kalkıyor.
Araştırmacıların öne sürdüğüne göre, ASP ve FASP miktarlarının eksik değerlendirilmiş olabilme sebeplerinden biri de; insanların bunu bildirmekle veya bu konuda tedavi görmekle uğraşmamaları. Erken kalkarak ve yatağa erken giderek hayatlarını yaşıyorlar sadece.
Aslında, 300’de 1 olarak yapılan bu tahmin düşük olabilir çünkü diğer dört hasta da ASP olma işaretleri göstermiş fakat çalışmaya katılmak istememişler.
İleri uykucu olmanın kötü tarafı; bu kişilerin, yorulmaya başladıktan sonra, sosyal yükümlülükleri veya iş ile ilgili yükümlülükleri karşılamak amacıyla uzun süre uyanık kalmaya eğilimli olabilmeleri. Bu durum, bir sonraki gün aşırı yorgun olmaya ve ilişkili sağlık sorunları tehlikesinin artmasına yol açabilir (obezlik ve kalp damar hastalığı gibi).
Dengeli uyku alışkanlıklarının, sağlığımızın pek çok farklı kısmı için çok önemli olmasıyla beraber; tam olarak kaç kişinin ASP gibi benzersiz uyku kalıplarına sahip olduğunu bilmek, gelecekte yapılacak değerlendirmeleri ve tedavileri daha iyi hale getirecek.
“Bu çalışmanın sonuçlarının, hem ileri uyku aşaması ve ailevi ileri uyku aşamasına yönelik farkındalığı artırmasını; hem de sirkadyen saat genleri ile bunların etkileyebileceği tıbbi durumları belirlemeye yardımcı olmasını umuyoruz” diyor Ptacek.
Araştırma, Sleep bülteninde yayınlandı.
ScienceAlert