Dünya’yı Uzay Fırtınalarından Korumak

0
10 Eylül 2014'teki Güneş'in en yüksek faaliyet dönemi sırasında meydana gelen taç kütle atımının uzay havası modelleme sistemindeki canlandırması. Güneş'in yüzeyindeki radyal manyetik alan gri renkler ile gösterilmiş. Akıntı halatındaki manyetik alan çizgileri sürate göre renklendirilmiş. Arka plan, elektron sayısının yoğunluğuyla renklendirilmiş. Görüntü: Gabor Toth/Michigan Üniversitesi

Michigan Üniversitesi’nde iklim ve uzay bilimleri ile mühendislik profesörü olan Gabor Toth’a göre; “Birleşik Devletler’in tamamını etkileyebilecek yalnızca iki doğal felaket var. Bunlardan biri salgın, diğeri ise uzayda meydana gelecek olağanüstü bir hava olayı.”

Şu an ilkinin etkilerini gerçek zamanlı olarak görüyoruz.

Dünya’yı vuran uzaydaki son büyük hava olayı, 1859 yılında gerçekleşmiş. Daha ufak ancak yine de önemli olan uzay hava olayları, düzenli şekilde gerçekleşiyor. Elektronik cihazlar ve elektrik şebekeleri ile küresel konumlandırma sistemlerini bozan bu olaylar, Aurora Borealis’in menzilinde değişikliklere sebep olabiliyor. Ayrıca astronotlar veya kutuplardan geçen uçaklarda bulunan yolculara yönelik radyasyon tehlikesini artırabiliyor.

“Bütün teknolojik aletlerimiz tehlikel altında” diyor Toth. “Eğer 1859’daki gibi olağanüstü bir olay tekrar gerçekleşirse, elektrik şebekeleri ve uydu ile iletişim sistemlerini tamamen yok edebilir; günümüzde tehlike çok daha büyük.”

ABD Beyaz Saray Ulusal Uzay Hava Stratejisi ve Eylem Planı ile ABD Ulusal Stratejik Hesaplama Girişimi’nin teşvikiyle, ABD Ulusal Bilim Vakfı ve NASA 2020 yılında Ölçülen Belirsizliklikler ile Uzay Havası programını başlatmış. Program, uzay havası modelleme alanındaki en son istatiksel analiz ve yüksek performanslı hesaplama yöntemlerini ilerletmek üzere çeşitli bilim dallarında çalışan araştırma takımlarını bir araya getiriyor.

ABD Ulusal Bilim Vakfı’nda Plazma Fiziği Program Müdürü olan Vyaçeslav Lukin, “Bir süredir buna ihtiyaç olduğu biliniyordu” diyor. “Abor Toth’un projesinin de yer aldığı altı projenin portfolyosu, önde gelen üniversite gruplarının yanısıra NASA Merkezlerini, ABD Savunma Bakanlığı’nı, ABD Enerji Bakanlığı’na bağlı ulusal laboratuvarları ve özel sektörü de bir araya getiriyor.”

Toth, ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA) tarafından operasyonel hava durumu tahmininde kullanılan günümüzün en önde gelen uzay hava tahmin modelinin geliştirilmesine yardımcı olmuş. NOAA, 2 Şubat 2021’de Michigan Üniversitesi Uzay Hava Modellemesi Sistemi’nin parçası olan Jeouzay Model Sürüm 2.0’ı kullanarak jeomanyetik bozulmaları tahmin etmeye başlamış.

“Modellerimizi sürekli geliştiriyoruz” diyor Toth. Yeni model, Kasım 2017’den beri faaliyet halinde olan sürüm 1,5’in yerini alıyor. “2. sürümdeki temel değişiklikler manyetosferdeki sayısal gridin geliştirilmesi, algoritmalarda çeşitli geliştirmeler yapılması ve deneysel parametrelerin yeniden ayarlanmasıydı.”

Jeouzay Modeli, manyetohidrodinamik unsurların da yer aldığı Dünya’nın Jeouzay ortamının küresel bir temsiline dayanıyor. Uzay havasının dinamiklerinde önemli bir rol oynayan bu unsurlar, manyetik alanlar ile etkileşime giren plazma gibi elektrik ileten akışkanların özellik ve davranışlarını kapsıyor.

Jeouzay modelinde, Güneş rüzgarlarıyla olan jeouzay etkileşimlerinin sonucunda yerde meydana gelen manyetik bozukluklar tahmin ediliyor. Bu gibi manyetik bozukluklar, elektrik şebekesi gibi büyük ölçekli elektrik iletkenlerine zarar verebilen bir jeoelektrik alan meydana getiriyor.

Jeouzay Model ne kadar gelişmiş olursa olsun, sadece 30 dakika kadar önceden uyarı veriyor. Toth’un takımı, hazırlık zamanını bir günden üç güne kadar uzatmaya çalışan birkaç gruptan biri. Bunun yapılması, Güneş’in yüzeyindeki faaliyetlerin Dünya’yı etkileyebilen olaylara nasıl yol açacağının da anlaşılması anlamına geliyor. Bulgular Eos bülteninde sunuldu.

 

 

 

 

Yazar: Aaron Dubrow/Austin – Texas Üniversitesi Gelişmiş Hesaplama Merkezi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz