Bazı şaşırtıcı yerlerde çıkıyor.
Daha önce, kırmızı et yemek ile kanser tehlikesinin yükselmesi arasında bir bağlantı bulunmuştu. Şimdiyse CMAH geni üzerinde yapılan bir çalışmada, bu bağlantının nasıl geliştiği ortaya çıktı. Araştırma, hangi et türlerini yemenin en tehlikeli olduğunu anlamamıza yardımcı olabilir.
CMAH, kırmızı et ile bazı balık ve süt ürünlerinde bulunan şeker molekülü Neu5Gc‘yi sentezlemekten sorumlu. İnsanlardaki CMAH geni mutasyon geçirmiş; yani vücutlarımız Neu5Gc üretmiyor.
Bu şekerin bulunduğu eti veya diğer ürünleri tükettiğimiz zaman, yabancı maddelere verilen bir bağışıklık tepkisi tetiklenebiliyor; bu tepkime de iltihaplanmayı, eklem iltihabını ve hatta kanseri tetikleyebiliyor.
Ancak şimdiye kadar, Neu5Gc üreten hayvanların sadece ufak bir kısmını biliyorduk.
Reno’daki Nevada Üniversitesinde bulunan bilim insanları, daha fazlasını öğrenmek amacıyla 322 hayvan genomunu çözümledi ve belirli türlerde CMAH’nin ne zaman devre dışı kaldığını saptamak için, bunların evrimsel tablodaki yerini belirledi.
Baş araştırmacı David Alvarez-Ponce şöyle söylüyor: “İlk yaptığımız çözümlemelerden birinde, bütün mevcut genomları taradık. Genin sadece birkaç bakteride, bir çift algde ve omurgalılar ile derisi dikenlileri de kapsayan bir grup hayvan olan deuterostomlarda yer aldığını bulduk.”
Çalışmada elde edilen bulgulardan biri, CMAH genine sahip balıkların etinde ufak miktarlarda Neu5Gc şekeri olması, fakat bu balıkların yumurtalarında yüksek seviyede şeker bulunmasıydı. Bunun sebebi, genin özel olarak balık yumurtalarında veya yumurta geçitlerinde ifade edilmesi olabilir.
Takım üyesi Sateesh Peri şöyle aktarıyor: “Görünüşe göre dünyadaki en pahalı yemeklerden biri olan balık yumurtası, aynı zamanda en yüksek Neu5Gc yoğunluğuna sahip ürünlerden biri.”
Ancak araştırmada, CMAH geni bulunmayan bir sürü balık da ortaya çıktı. Bunların yumurtalarında Neu5Gc olmaması gerekiyor.
Bir diğer şaşırtıcı sonuç ise, kertenkelelerin Carolina anole türünde mevcut olan işlevsel CMAH geniydi. Genin daha önce hiçbir sürüngende bulunmadığı, evrim ağacında gerilerde bir yerde kaybolduğu düşünülüyordu.
Araştırma ile birlikte günümüzdeki belirli beslenme önerileri fazla değişmese de, CMAH ve üzerindeki evrimsel baskı konusunda şimdi çok daha fazla bilgi birikimine sahibiz.
Bilim insanları, genin devre dışı kalmasıyla birlikte bazı hastalıklara karşı korunaklı duruma gelmiş olabileceğimizi düşünüyor. Söz konusu hastalıklar arasında, hâlâ şempanzelere ve gorillere bulaşabilen bir sıtma türü yer alıyor.
Bu gene sahip hayvan türlerinin eti, kırmızı et ile aynı kanserojen özellikleri barındırabilir ve insanlarda başka sağlık sorunlarına yol açabilir. Yine de bütün bunları anlamak için daha fazla araştırma gerekecek.
Gelecekte araştırmacılar bu çalışmayı kullanarak beslenme, ilaç ve hatta hayvan organı nakilleri veya zenotransplantasyon (diğer hayvanlardan alınan doku ve organları, ters etki olmadan insanlarda kullanma) alanlarında ilave araştırmalar yapabilirler.
Araştırmacılar şu sonuca varıyor: “CMAH geninin hangi gruplarda ve evrimin hangi aşamalarında devre dışı kaldığını belirlemek, zehirli Neu5Gcy şekerini barındırması en muhtemel olan türleri bilmek açısından önem taşıyor. Bunlar beslenme, zenotransplantasyon ve belirli bilimsel çalışmalar için öneriliyor.”
Araştırma, Genome Biology and Evolution bülteninde yayınlandı.
ScienceAlert