Havuza giren herkes için…
Herkes havuza tuvaletini yapar. Bu varsayım, kamuya açık, klorlanmış yüzme havuzlarının güvenliğini inceleyen kimyagerlerin pek çoğu tarafından yapılmış, temelli ve temkinli bir varsayımdır. Havuza atlandığında, etrafımızı saran ve kokusu yayılan klor, tuvaletini havuza yapanları unutturur ve sudaki kimyasala güven duyulmasını sağlar. Ancak, üre ile birlikte açığa çıkan kimyasallar ve klor tahmin edildiği kadar masum olmayabilirler. Yani aslında, herkes havuzda tuvaletini yapmaya son verirse kamuya en büyük hizmeti yapmış olurlar.
“Havuzda sadece bir kişi tuvaletini yapmış olsaydı, açıkçası sorun olmayabilirdi,” diyor Purdue Üniversitesi’nden çevre mühendisi Ernest Blatchley, . “Ancak, bu bileşiklerin bazı durumlarda insan sağlığına zararlı konsantrasyonlara ulaşabileceği koşulların mevcut olduğunu ileri sürmek için kanıtlarımız var.”
Olaya kimyasal açıdan bakalım, idrar, tonlarca farklı maddeden oluşur ve bunların hepsi klorla etkileşime geçebilir. Fakat ürik asit ve bir avuç amino asit en büyük tehdidi oluşturuyor. Bunların her biri klor ile reaksiyona girdiklerinde, trikloramin (azot triklorür de denir) ve siyanojen klorür oluştururlar. Bunların her ikisi de yeterince yüksek konsantrasyonlarda zararlı olabilir.
Sorun, diyor Blatchley, bu kimyasalların herhangi bir zamanda havuz suyunda ne kadar miktarda olduğunu belirlemek inanılmaz derecede zor. Bir sürü faktör etkili: Havuz kaç kişi tarafından kullanılıyor, suya ne kadar karışmış, suyun sıcaklığı ve suyun değiştirilmesinden bu yana ne kadar uzun süre geçmiş, gibi.
Trikloramin miktarı aslıda ölçülebilirse de, bunu yapmak için kullanılan araçlar genellikle havuzlarda mevcut değildir. Siyanojen klorürü ölçmek daha zordur. “Çok dinamik bir kimyasal. Çok hızlı bir şekilde oluşur, aynı zamanda çok hızlı bir şekilde bozunur ve oldukça uçucu,” diyor Blatchley. Bunun anlamı, havuzda oluşur ama çok uzun süre orada kalmaz. Blatchley, iki maddeden daha çok siyanojen klorürün zararlı olduğunu belirtti. Zehirli bir maddedir ve yeterince yüksek bir seviyeye ulaştığında insan sağlığına zararlı olabilir. Ancak sorun, çabuk oluşması ve çabuk bozulması nedeniyle, bir havuzdaki bu düzeylerin ne kadar yüksek olabileceğini tespit etmenin çok zor olmasıdır.
Trikloramin, özellikle astım gibi sorunlarla karşı karşıya olan insanlar tarafından solunduğunda solunum problemlerine neden olabilir. Ayrıca tahrişe neden olur; bazen aşırı havuz kokusu yaratır ve gözleriniz yanar. Siyanojen klorid de tahriş edici bir maddedir ve vücudun oksijen kullanma yeteneğini gerçekten etkileyebilir. Ne kadar idrarla dolu olursa olsun, bir havuzda bundan dolayı ölünmez- fakat kesinlikle bunu solumanız sizin için iyi değil.
Blatchley, yüzme havuzlarının çoğunda ve zamanın büyük bir bölümünde, siyanojen kloridin seviyelerinin toksik seviyelere ulaşamayacağını söylüyor. Bununla birlikte, örneğin, o kimyasalın kabul edilemez derecede yüksek konsantrasyonlarda birikebileceği bazı koşullar var – örneğin çok kalabalık bir havuzdaysanız.
Blatchley, “İnsanlarla girdiğin her havuzda, havuza tuvaletlerini yapacaklarından emin olabilirsin,” diyor. Kendisinin ve ekibinin yürüttüğü, verilere dayanarak yaptığı çalışmalara ek olarak, her bir ortalama su yüzücüsünün suya 50 ila 80 mililitre arasında idrar bıraktığı tahmininde bulundu: “Esasen, yüzücü başına idrarla dolu bir shot bardağı.”
Herkes tuvaletini yapıyorsa, neden havuzlarımızı daha fazla klorlamıyoruz? Blatchley bunun çözüm olmadığını söylüyor. Ne kadar çok klor ilave ederseniz, o uçucu bileşiklerin meydana getirdiği kimyasal reaksiyonların meydana gelme olasılığı da o kadar yükselir. Bunun yerine, havuzda tuvaletini yapmamanın yerleştiği bir kültür için çalışmalıyız.
Blatchley, insanlar sadece kimyayı anlasalar, başkalarıyla paylaştıkları bir havuzda idrar yapmadan önce iki kez düşüneceklerini belirtiyor. Durumun, ikinci el sigaraya benzediğini söylüyor. Bu ülkede kamu önünde sigara içmenin kültürel olarak kabul edilebilir olduğu günler çok ta eskiden değildi. Büyük ölçüde, ikinci el dumanın olumsuz etkileri üzerine, bilimsel bir anlayıştan kaynaklanan, kamusal baskının bir sonucu olarak değişti. “Bence biz bir kültür olarak onu kabul edilemez kılacak şekilde geliştik. İnsanlar havuz kimyası için de aynı şeyi anlarsa, kimse komşularını siyanojen klorüre tabi tutmaz. “
Hem yüzme ikonu hem de rekreasyonel yüzme için sembol olan Michael Phelps bile, havuza tuvaletini yaptığını itiraf etti; klor idrarı öldürür o yüzden bunda bir fenalık yok dedi. Ancak, bilim aksini söylüyor.
Blatchley’in önerisi, insanlar yüzme havuzlarını bir temizlik makinesi gibi algılamayı bıraksınlar, havuza girmeden önce duş alsınlar ve tuvalete gitmeleri gerekiyorsa gitsinler. Havuzda düzenli olarak tuvaletini yapma kültürünü durdurabilirsek, klor kullanımımızı azaltabiliriz; yani, klorla reaksiyona giren organik bileşiklerin yükünü azaltırız; bu da kloru daha az kullanmanın, su ve hava kalitesini arttıran bir faydasıdır . Blatchley gelecekte , “Reaktif değil, proaktif bir yaklaşım benimseyeceklerini” belirtti.
