Okuldaki Rekabet, En İyi Sınav Sonuçlarını Getirmeyebilir

0
education, elementary school, learning and people concept - group of school kids sitting and listening to teacher in classroom from back

 

Çoğunlukla zengin ülkelerden oluşan bir klüp olan EİKÖ (OECD), her üç yılda bir dünya çapında binlerce lise öğrencisini matematik, dil ve fen üzerinde test ediyor. Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA), uluslararası eğitim karşılaştırmaları için önde gelen bir gösterge haline geldi ve kanun yapıcıları, en verimli okul yapılarından ders çıkarmaya yönlendirdi. Yapılan son PISA çalışması 2015’te yürütüldü ve 72 ülkede yarım milyondan fazla öğrenciyi değerlendirdi. Ayrıca ilk defa 53 ülkede, kişilerin akranları, ebeveynleri ve öğretmenleriyle olan ilişkilerine hitap edilerek onların sosyal ve duygusal refahları hakkında daha geniş sorular soruldu. 19 Nisan’da yayınlanan bulgular, öğrencilerin aile koşullarının ve ruhsal sağlıklarının, nihai verimleri için eğitim kadar önemli olduğunu öne sürüyor.

Çalışmada varılan önemli sonuçlardan biri de, öğrencilerin kendi doğal uygunluklarına rağmen başarma isteklerinin önemi. Genel olarak öğrencilerin kendilerini en iyi motive olmuş şekilde tanımlayan öğrencilerin %25’i, en alttakilerin %25’ine göre ortalama olarak fazladan bir yıllık eğitime eşdeğer test puanlarına ulaşıyorlar. Ancak, bütün motivasyon şekilleri denk değil.

EİKÖ, diğerlerinden gelen baskıyla oluşan dış motivasyon ile “işin kendisinde bulunan bir keyif veya ilginin teşvik ettiği” asıl motivasyon arasında ayrım yapıyor. Örgütün çalışmasında, kendilerini hırslı olarak adlandıran öğrencilerin (öz yönlendirmeli çaba olarak tanımlanıyor) bir test hakkında kaygılı hissettiğini söylemesi, kendilerini böyle adlandırmayan öğrencilere göre daha az muhtemel. Tersine, sınıflarındaki en iyi öğrencilerden biri olmayı istediklerini söyleyen öğrenciler (EİKÖ bunu, temel olarak akranları arasındaki sırasıyla motive olmak şeklinde yorumluyor) daha az hırslı olan sınıf arkadaşlarına göre kaygılı olduklarını söylemeye daha yatkındı.

Ve bu sebeple kaygı, akademik verimi düşürmeye yatkınlık gösteriyor. Her ne kadar Singapur gibi bir avuç yer yüksek seviyelerde rekabet ve kaygıya rağmen güçlü test sonuçları gösterse de, Dominik Cumhuriyeti gibi kaygı ölçeğinin tepesine yakın olan çoğu ülke, PISA bilim değerlendirmesinde ortalamanın altında sonuçlara sahip. Bunun aksine, düşük rekabet ve kaygı seviyelerinin olduğunu söyleyenler de Hollanda ve Çek Cumhuriyeti gibi güçlü sınav sonuçlarına sahip. EİKÖ’nün deyişiyle, temel olarak dışarıdakiler tarafından yönlendirilen motivasyon, “mükemmeliyetçiliğin etkisizleşmesine” yol açabilir.

 

 

 

 

The Economist

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz