Pisagor – Matematiğin Gizemli Dahisi

0

Samos Adası, antik Yunan matematiğinin doğduğu yer. Orada yaşayan bir dahi ise matematiği analitik bir yapıya kavuşturdu. İşte, “Pisagor kimdir?” sorusunun yanıtı ve Pisagor teoremi…

PİSAGOR KİMDİR? (MÖ 569 – 495)

6. yüzyılda Samos’ta bir okul kuran Pisagor’un matematikle ilgili günümüze ulaşan yazılı bir çalışması yok. Fakat onun ünlü üçgenini hepimiz biliyoruz: Bir dik üçgende, dik kenarların uzunluklarının karesinin toplamı, hipotenüsün karesine eşittir: a2 + b2 = c2

Pisagorcuların okulları olduğuna dair yeterli derece kanıt mevcut. Pisagor akademisinde,
çağın felsefe okullarından farklı olarak sadece bilgi değil, yaşam biçimi de paylaşıldı. Pisagorcular komün halinde yaşayıp mistik bir yaşam biçimi sürdürdüler. Üstelik aralarında kadınlar da bulunuyordu.

Pisagor okulundaki yaşam Budist felsefesini andırıyor. Kendilerine Mathematikoi diyen kadın ve erkekler “bir lokma, bir hırka” düsturuyla yaşayıp, günümüzün vejetaryen diyetine benzer bir beslenme şeklini benimsediler.

MATEMATİĞİN HAYAT BULMASINI SAĞLADI

O, kendisinden önceki büyük matematikçilerin, yani Mısır ve Babillilerin ötesine geçip matematiğin hayat bulmasını sağladı. Pisagor Teoremi, geometriyi, sayılara bağlı kalmaksızın anlatır. Ancak müzik ve matematiği birleştirdiği bir diğer keşfi var ki bundan da kısaca bahsetmek gerek.

Telli bir çalgıyla deneyler yapan matematik ustası, armoni içindeki ses aralıklarının her zaman tam sayı oranlarıyla temsil edildiğini fark etti. Hatta müzikte böyle bir matematiksellik bulmak onu öylesine etkiledi ki tüm evrenin matematik üzerine kurulu olduğunu düşünmeye başladı.

ASTRONOMİYİ THALES’TEN ÖĞRENDİ

Antik zaman bilimcileri gibi Pisagor da bir polimat olarak yaşadı. İyi bir eğitimi vardı, lir çalıyordu, felsefeyi Pherecydes’ten, matematik ve astronomiyi hocaların hocası Thales’ten öğrendi. Babil matematiğini çok iyi biliyor, bunu felsefesine de yansıtıyordu.

Pisagor okuluna dâhil olmak için benimsemeniz gereken fikirlerden bazılarıysa şunlardı:

• Her şey sayılardan ibaret! Doğanın temeli matematiğe dayanır. Geometri, matematik çalışmalarının zirve noktasıdır. Dünyayı anlamak istiyorsanız matematiği öğrenin.
• Ruh, beyinde bulunur. Ve ölümsüzdür. Bir canlıdan diğerine geçerek varlığını sürdürür; ta ki arınmayı başarana dek. Matematik ve müzik onu arındırmayı başarabilir.
• Sayıların kendilerine özgü karakterleri vardır. Bazıları güçlü, bazılarıysa zayıf olabilir.
• Dünya, zıtların etkileşimiyle ayakta kalır; dişi ve erkek, ışık ve karanlık, sıcak ve soğuk…

GİZLENEN KEŞİFLER

Pisagor deneysellikten uzak duruyor, doğa kanunlarının salt düşünceyle çözülebileceğine
inanıyordu. Mistik matematikçi ve takipçileri üçgenler, kareler ve beşgenlerden oluşan beş temel geometrik şekil üzerinden düşündüler. Bunların dördü; toprak, ateş, hava ve su ile ilişkiliydi. Örneğin küp, toprağa karşılık geliyordu.

Onlara göre, dünyadaki tüm maddeler bu dört elementten oluştu. Göklerin yapıtaşı olduğu düşünülen beşinci temel şekilse kozmosla bağlantılıydı: Dodekahedron. Beşgenlerden oluşan, on iki yüzeye sahip dodekahedron ve onun kozmosla ilişkisini sıradan halk için tehlikeli olabilecek çok önemli bir bilgi olarak görüp, çalışmalarını gizli tuttular.

Pisagorcular her şeyin sayılardan türediğine inanıyordu. Bu nedenle karekök ikinin irrasyonel olduğunu keşfettiklerinde hayal kırıklığına uğradılar. Bu keşif, öğreti açısından bir kriz anlamına geliyordu. İkinin karekökü, iki tam sayının birbirine oranı olarak gösterilemiyor, oransal olarak ifade edilemiyordu. Büyük bir keşifti ama öğretileri zarar görmesin diye bunu da herkesten saklamak zorunda kaldılar.

Canlandırma: Fyodor Bronnikov – Mistik Pisagorcular Gündoğumunu Karşılıyor Aralarında kadınların da bulunduğu Pisagorcular komün halinde yaşıyor ve mistik bir yaşam biçimi sürdürüyorlardı.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz