![dinosaur-bones-extinction[1]](https://popsci.com.tr/wp-content/uploads/2025/04/dinosaur-bones-extinction1-696x392.png)
4,5 milyar yıl boyunca volkanlar, asteroitler ve iklim değişimi milyonlarca türü ortadan kaldırdı.
Dünya’daki yaşam genellikle bir yolunu bulsa da zaman zaman (geçmişte ve gelecekte) bazı şiddetli kitlesel ölüm dönemleri olmuyor değil.
Yok olmak sadece dinozorlara özgü bir durum değil. Gezegenimiz en az beş kitlesel yok oluş döneminden geçerken, insanların yön verdiği altıncı kitlesel yok oluş dalgasının içerisinde olabiliriz.
Ordovisiyen- Silüriyen yok oluşu: Bir Apalaş bağlantısı

Gezegenimizin bilinen ilk kitlesel yok oluşu yaklaşık 440 milyon yıl önce gerçekleşmişti. Dünya’daki tür çeşitliliği, yaklaşık 30 milyon yıllık bir dönem boyunca artıyordu ancak bu gidişat, sular güney kutbuna doğru devasa bir buz tabakası halinde donmaya başlarken duracaktı.
Apalaş Dağları’nın oluşması, bu soğumanın potansiyel sebebiydi. Gondwanaland süperkıtası bugün Kuzey Amerika olan kıtayla çarpıştığında, antik Iapetus okyanusu yaklaşık 150 milyon yıllık bir dönemde kapanmıştı. Bu kıtasal çarpışmadan sonra yükselen yeni kayaların hava etkisiyle aşınması, atmosferden karbondioksit çekmiş olabilir. Bunun sonucunda gezegen sert bir biçimde soğumuş, deniz seviyeleri dibi görmüş ve türlerin yüzde 85 kadarı ortadan kalkmış.
Deniz seviyelerindeki bu düşüş sebebiyle, aralarında kolsu ayaklıların, mercanların ve trilobitlerin olduğu deniz türleri çok zor zamanlar geçirmiş.
Devoniyen yok oluşları: Ölüm darbeleri

Dünya’nın deniz türlerinin, özellikle de tropik bölgedekilerin başı 419 ila 365 milyon yıl önce yine beladaydı. Devoniyen dönem sırasında meydana gelen bu kitlesel yok oluş dizisi, nihayetinde yaşamın yüzde 75 kadarını ortadan kaldırmıştı.
Fakat Dünya’nın kolekant denen en eski balıklarından bazıları zarar görmemişti.
Kitlesel yok oluşların bu döneminin muhtemelen tek bir kesin sebebi olmayabilir fakat okyanustaki oksijen seviyeleri bu zamanda sürekli olarak düşmüş. Aşırı tortulaşma, ani küresel ısınma ya da soğuma, kuyruklu yıldız veya meteoritlerin çarpışı, volkanik faaliyet ya da kıtalardan devasa besin kaçışı olması gibi birkaç büyük baskının birleşimi, bu yok oluş darbelerine sebep olmuş olabilir.
İlginç bir şekilde, karadaki bitkiler de rol oynamış olabilir. Bu bitkilerden bazıları, kök güçlendiren odunözü bileşeni ile bir damar yapısını kullanmak da dahil olmak üzere adaptasyonlar taşıyormuş. Her iki özellik de büyümelerine ve kök sistemlerinin öncekinden daha derine gitmesine olanak sağlamış. Daha derindeki bu köklerin bir sonucu olarak, kayaların aşınıp parçalanması artış göstermiş olabilir.
Permiyen- Triyas yok oluşu: Cidden büyük bir yok oluş

“Büyük Ölüş” şeklinde anılan Dünya’nın en büyük kitlesel yok oluşu, 252 milyon yıl kadar önce gerçekleşmişti. Devasa volkanik patlamalar, gezegenin bütün biyosferini değiştiren feci iklim değişimlerini tetiklemişti. Yaklaşık 60.000 yıl boyunca Dünya’nın deniz türlerinin yüzde 96’sı ve karadaki her dört türden yaklaşık üçü ortadan kalkmıştı. Maalesef bu Büyük Ölüş, Dünya’nın şu an içinde bulunduğu çevre kriziyle en yakın paralellikler gösteren yok oluş olayı.
Paleontolog Christian Kammerer, 2023 yılında Popular Science‘a verdiği bir röportajda şunları söylemişti: “Her ikisinde de sera gazlarının yayılmasıyla alakalı küresel ısınma bulunuyor. Permiyen dönemde buna volkanlar yön verirken, günümüzde insanların faaliyetleri yön veriyor. Buzluk ve sera Dünya arasında hızlı geçişlerin olduğu çok nadir bir vakayı temsil ediyorlar. Bu yüzden geç Permiyen dönem ekosistemlerinde gözlemlediğimiz ve besin ağının birçok kısmının tümüyle kaybolduğu bu kargaşa, eğer durumu hızla değiştirmezsek dünyamız için bir ön gösterim niteliğinde.”
Yine de bazı türler hayatta kalmayı başarmış. Temnospondiller adı verilen ilkel bir yüzergezer grubu, kara tabanlı ve daha geniş boyutlu yırtıcıların ulaşamadığı tatlı su avlarıyla beslenerek kurtulmuş olabilir. Yiyecek seçmemeleri de yardımcı olmuş olabilir.
Triyas- Jura yok oluşu: Dinozorların yolunu açan yok oluş

Büyük Ölüş’ten sonra yaşam hızla çeşitlenmeye başlamışsa da hâlâ bocalıyormuş. Büyük volkanik patlamalar, yaklaşık 201 milyon yıl önce Triyas- Jura Yok oluşunu tetiklemiş. Karbondioksit seviyeleri yine yükselmiş ve okyanusları asitlendirerek, Dünya’yı ortalama 12 ila 15 derece Santigrat ısıtmış.
Bunun sonucunda bütün kara ve deniz türlerinin yüzde 80’e kadarı yok olmuş. Timsahlar o zaman günümüzde olduklarından çok daha büyük ve çeşitliymiş. Ayrıca baskın karasal türlermiş fakat çoğu kaybolmuş.
Hem Büyük Ölüş hem de Triyas- Jura yok oluşları, nihayetinde dinozorların Dünya’ya egemen olmasının yolunu açmış. Bunun da nasıl gittiğini biliyoruz.
Kretase- Tersiyer Yok Oluşu: Hoşçakalın dinozorlar

Yaklaşık 66 milyon yıl önce, büyük bir uzay kayası günümüz Meksika’sının Yucatan Yarımadası açıklarında Dünya’ya çarpmış. Neredeyse on bir kilometre genişliğindeki bu asteroidin çarpması devasa tsunamiler meydana getirmiş ve ortaya çıkan toz bulutları, döküntüler ile sülfürü atmosfere fırlatmış. Tüm bu fazlalık maddeler küresel çapta şiddetli bir soğuma getirirken, çarpışmanın etrafındaki 1500 km’lik alanda orman yangınları meydana gelmiş. Bu asteroit çarpışmasıyla oluşan krater yaklaşık 200 km genişliğinde.
Ekosistemler çökerken, var olan bütün bitki ve hayvan türlerinin kabaca yüzde 75’i yok olmuş. Kuş dışı bütün dinozor türleri, Dünya tarihinin belki de en bilinen bu kitlesel yok oluşunda ortadan kalkmış.
Çoğu dinozorun gitmesiyle, memeliler çeşitlenmiş ve dinozorların yerini devralarak bugün gördüğümüz ekosistemin zeminini hazırlamış.
Yazar: Laura Baisas/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.