Dinozorları Yok Eden Asteroit, Muhtemelen Jüpiter’in Ötesindeki Derin Uzaydan Gelmiş

0
Chicxulub asteroiti, muhtemelen 3 km kadar yüksek tsunami dalgaları oluşturmuştu. Canlandırma: Mark Garlick

Muhtemelen Dünya’daki bütün türlerin (kuş dışı dinozorlar da dahil) kabaca yüzde 75’ini yok etmekten sorumlu olan asteroit, gezegenin nadir kitlesel yok oluş olaylarından biri olmakla kalmamış; olayın faili uzay kayası da başlı başına kozmik bir enderlikmiş. İki gün önce American Associaton for the Advancement of Science (AAAS) bülteninde yayımlanan bir çalışmada uluslararası bir araştırma takımı, Kretase ve Paleojen çağlarını ayıran (K-Pg sınırı olarak da biliniyor) meşhur Chicxulub asteroitinin, Jüpiter’in yörüngesinin ötesinden gelen ve inanılmaz ölçüde nadir olan karbonlu bir asteroit olduğunu ortaya çıkarıyor.

Dünya, ömrü boyunca değişen boyutlarda yok oluş seviyesindeki olaya ev sahipliği yaptı. Fakat muhtemelen yalnızca “Beş Büyükler” gerçekten “kitlesel yok oluş” unvanına hak kazanabilir. Bu olayların her birinde, deniz ve karadaki yaşamın en az yüzde 70’i iklim, besin kaynakları ve yaşamın bildiğimiz diğer gereksinimlerinde meydana gelen şiddetli değişimlerin sonucu olarak ortadan kalktı. En son gerçekleşen (ve insanlığın evrimine zemin hazırlayan) kitlesel yok oluş, yaklaşık 10 km genişliğindeki bir asteroit gezegene saniyede 20 km kadar hızla 66 milyon yıl önce çarptıktan sonra meydana gelmişti.

Dünya’nın En Büyük Çarpışma Kraterleri

Meksika Körfezi’nde bugün Yucatan Yarımadası olan yere geldiğinde (günümüzde civarda yaşayan Chicxulub Pueblo halkının ismi verilen) asteroit, 100 teraton TNT’lik veya Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan atom bombalarının yıkıcı gücünün bir milyar katından fazla bir kuvvetle darbe vurmuş. Olayın hemen ardından 100 kilometre genişliğinde ve 30,5 km derinliğinde geçici bir boşluk, saatte 1000 km’ye ulaşan rüzgarlar ve etraftaki kıyılara vuran 3 km yüksekliğinde bir tsunami meydana gelmiş. Yaklaşık 25 trilyon ton enkaz ve kül de atmosfere fırlamış ve bir kısmı kısa süre sonra geri düşüp gezegendeki ormanların yüzde 70’ini yok eden orman yangınları başlatmış. Chicxulub’u takip eden ilk yıllarda, sera gazı etkisi sebebiyle küresel sıcaklıklarda hızlı bir yükseliş yaşanmış. Bu dönemi ise yaşamı boğup türleri ortadan kaldırmaya devam eden uzun bir düşük sıcaklık dönemi takip etmiş. Pek çok uzman bu zamanlarda kuş dışı dinozorların tamamen yok olduğunu ve Dünya’nın baskın türü rolü için insan boyutlu bir iş ilanı açıldığını düşünüyor.

Danimarka’daki Stevns Klint uçurumunda yer alan 66 milyon yıllık Kretase-Paleojen (K-Pg) sınır katmanının fotoğrafı. Bu sınır katmanı, Chicxulub’daki (Meksika) asteroit çarpışmasının meydana getirdiği ve küresel çapta dağılan serpintileri barındırıyor. Fotoğraf: Philippe Claeys

Fakat araştırmacılar geride bıraktığımız onlarca yılda yürüttükleri titiz jeolojik incelemelerle bu korkunç detayları yeniden oluşturabilse de Chicxulub asteroitinin tam bileşimi belirsizliğini korumuştu. Cologne Üniversitesinde çalışan jeokimya profesörü Mario Fischer Gödde ve dünya çapındaki meslektaşları, cevabı bulunmamış soruları araştırmak için bu K-Pg sınırında toplanan örnekleri bir araya getirmiş. Aynı zamanda geçtiğimiz 541 milyon yılda meydana gelen diğer beş asteroit çarpışmasına ait örnekleri ve bunların yanısıra 3,5 milyon yıl kadar eskiye uzanan, Arke çağındaki çarpışmalarla ilgili katmanlardan alınan çarpışma küreciklerini de incelemişler. Son olarak, iki karbonlu veya C tipi meteorit parçası da elde etmişler.

Hiçbir kuram mükemmel olmasa da eldeki bulgular, Chicxulub asteroitinin K-Pg sınırının katalizörü görevi gördüğüne kesin olarak işaret ediyor. Dünya çapındaki K-Pg sınır katmanlarında, yüksek seviyelerde platinyum grubu elemenetleri (PGE) bulunmuş. Rutenyum, iridyum, osmiyum, platin ve rodyum Dünya’da nadir iken meteoritlerde yaygın görülüyor. Dolayısıyla küresel bir dağılım, kitlesel bir yok oluşun başlamasıyla tutarlı duruyor.

Dinozorlar Dünya’ya Hiç Gerçek Anlamda Hükmetmemişti. İşte Bunun 4 Sebebi

Toplama tamamlandıktan sonra Fischer Gödde’nin takımı, K-Pg’nin rutenyum izotop imzaları boyunca bir istikrar olduğunu keşfetmiş. Bu imzalar, Güneş Sistemi’nin dışından gelen C tipi meteoritlerin imzasıyla da sıkı bir uyum sağlamış. Diğer meteoritlerde ise Güneş Sistemi’nin içinden çıkan ve daha yaygın olan silisli (S tipi) asteroitleri andıran Ru izotopu sergilemiş.

Bu yeni bulguyla beraber araştırmacılar, Chicxulub’a çarpan şeyin bir kuyruklu yıldız olmadığını da kendilerinden emin şekilde söyleyebiliyorlar. Artık asteroitin antik Arke örnekleriyle ilgili teori üretebilirler. Chicxulub gibi bu parçacıkların da karbonlu kondrit asteroitlerle tutarlı olması, Jüpiter’in çok ötesinden gelen derin uzay meteoritlerinin Dünya’ya muhtemelen gezegenin son jeolojik oluşum aşamaları kadar önceleri yolculuk ettiğini akla getiriyor.

Yazar: Andrew Paul/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz